
Son günlerde yazamıyorum, daha doğrusu yazıyorum da! yayıma elim varmıyor. Ne yazsam "lay lay lom" gibi geliyor, düşüncelerimin gittiği yerle bağlantısı bulunmayan birkaç anı işte. Şimdilik hepsi sepette...
Daha ziyade okumak, dinlemek, araştırmak, tartışmak, beynimi yormakla geçiyor günlerim. Bazen üç maymunu oynamak geliyor içimden ama o zaman da son model arabasına binmiş, "çistat çistat" müziğini sonuna kadar açmış tur atanlardan yada et ucuzladı!!! diye mangalını kaptığı gibi çimlere koşanlarda ne farkım kalır diye düşünüyorum...
Benim, bizim çocukluğumuz ve gençliğimiz 2000 yılında kopacak kıyametle ilgili senaryolarla geçti. Çok uzak gibi görünen 2000 yılı büyüklerimiz için de, senaryo yazanlar için de kıyamet kopması muhtemel milenyumdu. Bunun için bir sürü uyduruk hikayeler dinledik, filimler seyrettik. Çok uzak gibi gelmişti 2000 yılı, işi hesaplara döktük, kaç yaşında oluruz? evlenelim mi? çocuk sorun olur, gibi. Yarı şaka yarı ciddi inanır, inanmaz durumdaydık. Halacığımın ileriyi gören tesbitleri vardı. "Su aynı, hava aynı, toprak aynı da insanlar devamlı coğalıyor nereye kadar gider ki, günün birinde birbirlerini yemeğe başlayacaklar, işte kıyamet" derdi...
Ve 2000 milenyum yılı geldi kıyamet kopmadı (mı)?
1990 ların ortasından sonra belirtilerini vermeye başlayan kıyamet tam denk gelmesede 2000 yılında farkındalığımız dışında koptu.
İnsanlar yok olmadı belki ama "İnsanlık" yok oldu...
Karikatürlerde hırsızların portreleri vardır; gözleri maskeli, elinde el feneri, sırtında çuvalı. Birde bunların gerçeği vardır hani! evimize giren, özelimizi karıştıran, yükte hafif parada pahalı olan eşyalarımızı çalan.
Artık gözümde bu tür hırsızlık o kadar masum ki! emin olun anlatamam. Tabi ki çok kötü bir şey, asla tasvip etmiyorum, etmiyorum da en azından yerine gelebilecek maddiyatlarımızı çalıyorlar. Ya şimdi!!!
Sağlığımızı çalıyorlar, çocuklarımızı çalıyorlar, organlarımızı çalıyorlar, duygularımızı çalıyorlar, umutlarımızı çalıyorlar, özgürlüğümüzü çalıyorlar, düşüncelerimizi çalıyorlar, gözümüzüm içine baka baka cebimizdeki parayı çalıyorlar, kısaca yaşamımızı çalıyorlar...
Ben artık düşüncelerimin sınırında imkansızı yaşıyorum...