Perşembe, Mayıs 16, 2013
"UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Yürüyorum gündüz gece"
Ey! koca Aşık Veysel Karani, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Mevlana, Karacaoğlan, Nazım Hikmet, Can Yücel......
Duygularını yürekten, yaşadıklarını içten, gerçekçi, özgün bir şekilde aktaran, düşünceye dönüştüren, yaşama bakışları yönlendiren, sıkışmış yürekleri deryaya döndüren sıralayamadığım daha onlarca şairlerimiz.
Nerelerdesiniz?
Giderken mi götürdünüz? cana can katan, yüreğe pencere açan, gerçeğe bakmamızı sağlayan onca duyguları...
Yoksa biz mi bilemedik giderken bıraktıklarınızın kıymetini?
Ne zaman tükettik duygularımızı, ne zaman engelledik kelimelerin yüreğe geçişini, ne zaman arabeske dönüştü özlemlerimiz...?
Uzun ince bir yolda yürürken gündüz gece, sabırsızlık mı sardı bedenleri "yatcaz kalkcaz, yatcaz kalkcaz hooop orda" olduk dizeleri.
"Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz?
Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz?"
Derken Mevlana,
bölüşmeyi,dövüşmeyi kuvvet mi sandık?
Yunus Emre
"Mecnun oluben yürürüm
Dostu düşümde görürüm
Uyanır melul olurum
Gel gör beni aşk neyledi"
Dostu düşümüzde bile görememek, aşkı "aşkım"a dönüştürmek mi geldiğimiz son?
"Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm" demiş Karacaoğlan.
Gerçeği görmek yerine yalanlarla mutlu olmayı mı seçti gözlerimiz?
"Pir sultan'ım ne yatarsın
Kurmuş çarkını dönersin
Ne konarsın. ne göçersin
Kalan dünya değil misin"
Daha nice dizeler...
Niye artık yetişmiyor içten şairler? neden artık duygular ucuzladı? nasıl bu hale geldik?
Bugün tesadüfen dinlediğim Aşık Veysel Karani'nin bu türküsü beni nedenlere, niçinlere yöneltti işte,
ruhum çok eskilerde kaldı, yenileri doyurmuyor nedense...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Aşık Veyseli ve deyişlerini öyle seviyorum ki Nur'cuğum ellerine sağlık...
Benzer şeyleri o kadar çok düşünüyorum ki. Arada bir yazıyorum da. Biz galiba başımıza gelen ve gelecek olan herşeyi bu duyguları kaybettiğimiz için hakediyoruz.
Hafta sonun güzel geçsin Nur' cum...
Biz ilkokul kitaplarımızda tanıdık Veysel'i...Hani var mı? şimdi öyle mi? ya...
Duygular bile artık fastfod,o yüzden bize düşen hiç olmazssa var olanı korumak,Veysel gibilerin unutulmamasını sağlamak.
Unutturuluyor Nurcum.
Nedeni "By By Türkçe" kitabında açıklanmış.
Mihribancım bende teşekkür ederim, unutulmaz dimi?
Asumancım aynı duyguları az duyanların birlikteliğindeyiz canım arkadaşım. Sanada iyi bir hafta sonu dilerim.
Lalecim,
haklısın bizler unutmuyor ve elimizden geldiğince aktarmaya çalışıyoruz ama çevre koşulları sanırım bizim korumamıza yetecek gibi değil canım
Sevgicim
Maalesef, hemde var güçle:(
bende okudum ne yazık dimi canım yaa
Yorum Gönder