Pazar, Ocak 26, 2014

BİR LOKMA EKMEK


Bozacı geçiyor, her akşam olduğu gibi yine aynı saatte. Sabah eskicide geçmişti, hemen hemen her gün aynı saatlerde geçer. Akşamın bir vakti apartman görevlimiz bayan çöp topluyor ve zorla çeke çeke taşıyarak bidonlara atıyor. Eşi yok, üç kız çocuğunu annelerine bırakıp ebediyete gitti.
Bir lokma ekmek için bütün bunlar, bir lokma ekmek ve yaşayabilmek için.
Nefes alıyorsan vazgeçemezsin yaşamdan, yaşamı devam ettirebilmek için de bir lokma ekmektir bedenin istediği.

Bozacının elinde bir süt güğümü, kaç bardak alır bir güğüm, beş mi? On mu? Ne fark eder hepsini satabilecek mi bakalım. Ya eskici, el arabasında bir kaç hurdası, ekmeğinin bütün serveti. Apartmanımızın görevlisi ise asgari ücretle, bir dam altına sığınmış, Üç çocuk bakacak, okutacak. Bozacının da vardır çocukları, belki yaşlı görünen eskicinin de. Ve daha nerelerde kimler bir lokma ekmek peşinde, kursaklarına zincir takmış esaretin içinde.  

Eğer varlıkla yokluğu çarpsak sonuç bir lokma ekmek çıkar.
Ya da şöyle söyleyeyim, o bir lokma ekmek neye yarar? Kursak doldurmak mı? Açlığı doyurmak mı? Birinden birini çıkarırsan geriye ne kalır? Koskoca bir hiç!

Beden açlığı olduğunda fark eder mi şişman yada zayıf olmak, giysilerinin eski veya yeni olması. Dört duvar-dört tekerlek düşü bile görmez kursak, o  boşalınca dolmayı ister arsızca.

Gözün hiç bir şeyi görmez o bir lokma ekmek ile bedene sahip çıkamadığın müddetçe. Gerisi faraziye işte.

Camdan geri çekilip geri baktığımda kendimi, kendimizi gördüm, peki biz ne yapıyoruz? Dedim, zaman doldurmak mı? Yaşamla savaşmak mı? Eee nefes aldığımız sürece bedene borcumuz var, boyun eğeceğiz tabii!

Her neyse, alt tarafı bir bozacı işte (!) damdan düşer gibi düştü içime, kimyamı bozdu bu gece.




Cuma, Ocak 17, 2014

MİNİĞİME



Sözcükler yetersiz kaldı seni anlatmaya
Sevgimi sınamaya gelmiş gibisin dünyaya
Anlatamam ki!
Yaşamımı yeniledin
Özlemlerimi mayaladın
Sana Fındığım dedim yetmedi, yetmez
Pamuk prensesim benim,miniğim,meleğim
Üzüm gözlüm
Son yürek çarpıntım benim...






Gerçekten seni anlatmaya sözcükler yetersin Fındığım. Gülüşün ısıtıyor, kucağımda uyurken bedenime huzur yayılıyor, kokun ilacım sanki.
Biraz da hınzırsın hani, "benden ayrılamayacaksın" der gibi bakıyorsun gözlerime. Sende seviyorsun ananeni, bunu hissedebiliyorum.

Gezmeyi çok seviyorsun, kalabalıktan memnunsun. Daha kırkın çıkmadan bile gitmek için hazırlandığında, o küçücük kutuda mum gibi, sıcakmış, üstün giyinikmiş hiç ses etmiyor,gülen gözlerinle bekliyorsun. Gezmeyi sevdiğin için mi? yoksa gerçek bir melek olduğun için mi? Ayıramıyorum ama bence her ikisi de. Çünkü huzur dolusun.

Çok seviyorsun yatak üstlerini, yattın mı anlatılmayacak güzellikte uyuyor, kalkınca gülücüklerinle bulunduğun eve huzur yayıyorsun.

Sanırım dünyaya gelme amacın etrafına sakinleştirici etkisi yaymak.
Tüm hayatın sen gibi olsun üzüm gözlüm, hep iyiler çıksın karşına, yolun dikensiz, umutların adın gibi bereketli olsun.
Seni çok seviyorum miniğim, sevgi her zorluğu yener, sevgin küçücük yüreğinde kocaman olsun...



Yeni, yine, yeniden ananeyim, on gün sonra beş ayını dolduracak  miniğimin:)



LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...