Pazar, Şubat 13, 2011

DÜNYA ÖYKÜ GÜNÜ




14 Şubat, "Sevgililer günü", "Dünya Öykü günü" ve bu yıl da ek olarak "Mevlit Kandili" günü olarak yaşayacağımız bir gün olacak.
Tüketimden usandıran sevgililer günü reklam ve afişlerinden sıyrılıp ben öykü gününe değinmek istiyorum.





"İnsan, öyküsüyle var...

İnsan, öyküleriyle uzanıyor geleceğe.

Tıpkı geçmişi öyküleriyle saklayabildiği gibi." (Alıntıdır)

Dost blog (bloglardan seçmeler) "Damla" adı altındaki sitesinde özel günler için bir sayfa açıyor. Özel günlerde blogları birleştirip günü anlamlı kılıyor, blogları daha da kaynaştırıp dostluk çemberini genişletiyor.
14 Şubat Dünya Öykü Günü için Bloglardan Seçmeler kurucusu Sayın Sabahattin Gencay Damla sitesinde blogların katılımlarıyla öykülere yer veriyor ve herkesin katılımını bekliyor.

Rahatsızlığım dolayısiyle çok istediğim halde yeni bir öykü hazırlayamadığım için geçmiş yıllarda yazdığım gerçek bir yaşam öyküsü ile kabul edilirse bende katılmak istedim.



ACIMASIZ GECELER

Sessizliğin verdiği sıkıntı, yorgun olan yüreğini daha bir sıkmıştı bu gece. Yine zor bir gece başlıyordu, sabahı zor eden gecelerden biri... Yanında yatan ablası uykuya direnememiş, yarı açık gözleriyle dalmıştı az önce. Sıkıntıyla kıpırdadı, çok fazla hareket edip ablasını uyandırmak istemiyordu. Yattığı yerden gözlerini tavana dikti, beyaz kirece boyalı tavanda geçmişini arıyordu sanki. Gece lambasının hafif aydınlığı, tavanda istemediği oyunlar sergiliyordu gözlerine. İşte yine oraya sinmiş bakıyordu. Zor geçen gecelerden birinde düşlerinde görmüştü onu ama şimdi gerçekti işte! Gelmiş, karşısında olanca yalın haliyle duruyordu.
Onu düşünde gördüğü gece çocukluğu gelmişti aklına. Ne güzeldi köyleri! Taşlıktan çıkılan kapı önü, çiçeklerle dolu ön bahçesi, arkada uzanan üzüm bağları, ailesi... Neşe dolu, cıvıl cıvıl bir hayat... Evin en küçüğü olmasından dolayı sevgileri hep üzerinde taşımıştı. "El bebe gül bebe" büyümüştü. Çok söylemezlerdi sevgi sözcüklerini ama hissettirirlerdi bakışlarından, anlardı çok sevildiğini.
Sonra babaannesi, hep sırtında taşımıştı küçüklüğünde. Sırtından indirse bile kucağına alır, dizlerinde hoplatır, yerlere bırakmazdı hiç. Onu okula da babaannesi hazırlamıştı. Hazırlanmak!. Ne tuhaf hayatta her şeye önceden hazırlanıyor insan, yarını bilmeden, geleceği düşünmeden.
"Bir an sonrası yokken, bir gün, bir ay, bir yıl sonrası için bile hazırlanıyoruz" diye sessiz bir şekilde mırıldandı.
Yanında yatan ablasının sağından soluna dönerken, ışığın görüş alanı değişmiş, beyaz tavanda geçmişinden başka günleri getirmişti gözüne.
Ne hayallerle hazırlanmıştı evliliğe, mutluydu çok mutlu. Sevdiği adamla evlenecek, sıcacık bir evi olacak, çocuklarını büyütecekti. Oysa gelinliği onunla alay eder gibi tavanda takılıydı şimdi. Kısa bir nişanlılık dönemi geçirmiş, hep evliliğe, giyeceği gelinliğe hazırlamıştı kendini.


Saate takıldı bir an gözleri, daha çok erkendi, sabaha, günün ilk ışıklarına daha çok vardı. "Ne farkeder ki? Belki sabah bile olmaz bu gece," diye düşündü.
Küçük yaşta evlenmişti, sevdiğine kavuşmak için bekleyememişti fazla. Mutlu geçen evliliğini çocuklarla doruğa çıkarmak istiyor ama olmuyordu. Hazırlık yapıyordu devamlı, "işte şimdi" der olmuştu her ay. Ne çok giysi, oyuncak almış, alamadıklarını da kafasında hazırlamıştı.
Üç yıl beklemişti oğluna kavuşmak için. "Tam kaç yaşında şimdi?" diye düşünüyor olduğuna kızdı birden. "Oğlumun yaşını unutacak kadar da değil artık!"
Sesli konuştuğunu ablasının uykudan uyandığını hissettiğinde anladı. Ablası uyanmış, ses etmemiş, sadece kardeşinin elini sıkı sıkı tutmuştu. İçine bir sıcaklık yayıldı. "Uyumaya çalış," diyordu ablası fısıltıyla. Uyarısına uymak için sıkıca kapadı gözlerini, belki karanlık daha kolay yapacaktı sabahı, belki de alışması gerekliydi.
Evinden koparıp apar topar getirmişlerdi baba evine. Sevgi yumağı içerisindeydi ama kendi evinde olmayı tercih ederdi. Ne olacaksa olsun! kendi evinde olmalıydı belki de. Üç yaşına gelen oğlunu yuvaya vermeye hazırlanıyordu. Evini taşımayı düşünüyor, eskiyen eşyalarını değiştirmek istiyordu. Gelecek için hayalleri, planları vardı her genç gibi.
Gözlerini açtığında sabahın ilk ışıkları perdenin kıvrımlarından içeri sızmaya çalışıyordu. "Bu gece de bitti," diye düşündü. Yarın olmuştu işte. Bir yarın daha... Yarını var mıydı? Bilmiyordu.
Yarınlarına hazırlık yapmıştı hep, her düşüne bir hazırlık!
Ama ölüme hiç hazırlık yapmamıştı! Kim yapardı ki ölüme hazırlık.

Ölüm onu hazırlıksız yakalamıştı. Şimdi artık yarın, belki yarından da yakın yaşamı bitiyordu.
Gözleri, perdelerle kapalı pencerenin ardından güneşin doğuşunu hissediyordu.
İlk yayım tarihi:
26 Mart 2008


Tüm dostlarımın, yolu blogumdan geçen yolcuların,
Mevlit Kandili mübarek olsun,
Sevgililer Günü ve Dünya Öykü Günü kutlu olsun...

21 yorum:

öykü dedi ki...

Nur abla cok gecmıs olsun


öykun cok etkıleyıcıydı bı solukta okudum..

ve dunya oyku gununu ben de kutluyorum

Sabahattin Gencal dedi ki...

Merhaba Yaşamın Kıyısında,
Geçmiş olsun derken Mevlid Kandilinizi kutlarım.
Bu güzel öykünüzü Damla / Öykü Özel Sayısında yayınlamak üzere kaydettim.
Sağlıklar ve başarılar dileğiyle.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Nur'cum ne oldu sana?
Çok geçmiş olsun.
Umarım çabucak iyileşirsin.
Sevgiyle kal...

Selma Er dedi ki...

Sevgili Yaşamın Kıyısında,Öncelikle geçmiş olsun.Ben de Öykü Günü ile ilgili 1-2 satır yazacaktım.Güzel öykünüz ve paylaşımınız için teşekkürler.En güzel Öykülerde buluşmak dileği ile..sevgiler.

Sis dedi ki...

Kalpler geçicidir, kendi kalbimizdeki duygular dahil çoğu zaman; ama satırlar kalıcı.

O gün işim gereği sevgili şeysini, ama manen Öykü gününü kutlamayı tercih edeceğim.

Asuman Yelen dedi ki...

Nur' cum umarım daha iyisindir. Benim yatağım hala açık ve göğsümde hafif bir ağrı ve öksürük devam etmekte. Neredeyse her saatimi uyuyarak geçiriyorum diyebilirim. Meğer ne kadar haklıymışsın süründürüyor derken.
Öykünü nekahat duygusallığım yüzünden çarçabuk okuyup geçtim. Kaldıramayacağım kadar tanıdık çünkü. Bir kere de Damla' dan okumayı düşünüyorum. Daha salim ve sağlam kafayla.
Senin de Kandilin mübarek olsun arkadaşım. Sağlıklar diliyorum...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Öykü'cüm,
Çok teşekkür ederim canım benim.

Sayın Sabahattin Bey,
Sizin de kandiliniz mübarek olsun ve ilginize çok teşekkür ederim.

Özlem'cim,
Modaya uydum canım üç haftadır inatçı keçiyle uğraşıp duruyorum, ben gribe gelemem hemen bornşitim gelir yerleşir de. Teşekkür ederim canım.

Sevgili Sis,
Evet canım sende benim gibi yap, yürekten öykü gününü, mecburiyetten sevgililer gününü kutla canım:)

Yürekten sevgilerimle...


Sevgili Selma,
teşekkür ederim, en güzel öykülerde canım, yazını zevkle okuyacağım.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Asuman'cım,
canım benim, çok geçmiş olsun ammman dikkaaat.
İyileştim zannettiğin anda yeniden gafil avlıyor. Üç hafta oldu, biraz iyiyim diye ev işine soyundum dün geceden beri ateşim çıkmaya başladı. Sakın kalkma, uykuyu sevmeyen ben kafam dik durmadı günlerdir uyudum. Yat ve istirahatle kaçırmaya çalış keçileri:)
Sevgiler canım...

Unknown dedi ki...

Allahın rahmeti, bereketi sizinle olsun, gönül güneşiniz hiç solmasın, yüzünüz aydın olsun, kabriniz nur dolsun, makamınız Firdevs, dualarınız kabul olsun. Kandiliniz kutlu olsun..

Yıpranmış ve Katılaşmış Gönülleri Rahmet Meltemiyle Yeşerten Eşsiz Peygamberin Doğum Günü Olan Mevlit Kandilinizi En Içten Dileklerimle Tebrik Ederim.

ezgilimelodi dedi ki...

Öykünün içinde kayboldum.Aklıma birçok şey geldi...Hatırladım,hatırlattı her kelime bana dinlediğim yaşanmışlıkları...
Bir solukta okudum...
Gelecek olan güzel gün hepimiz için kutlu olsun...
Sevgiler...

Deliler Teknesi dedi ki...

Öykünüz çok güzeldi Nur Hanım... Okurken seyahatte gibi hissettim kendimi... Başı, sonu belirsiz bir seyahat... Çok geçmiş olsun bu arada... Allah şifalar versin, kandiliniz mübarek olsun... Selam ve hürmetler.

sufi dedi ki...

İki kapılı bir handa gidiyoruz gündüz gece be gülüm.Hikayen sanki şu son günlerde yaşadıklarımızın özeti.hayatın tam ortasından alıntı gibiydi.Can dostum şifa melekleri seninle olsun "o sonuca yaptığımız hazırlıklar" ileri tarihlere ertelensin dilerim.Sevgi ve aşk hep gönlünde olsun dostum, tontini.

Derin Sularda dedi ki...

Öncelikle çok geçmiş olsun, dilerim şimdi daha iyisinizdir,

Ben bu öyküyü yine içimden bir şeyler koparak okudum, güzel yüreğinize sağlık.
Sevgiler..

Sabahattin Gencal dedi ki...

Merhaba,
Doğrudan ve dolaylı katkılarınız sayesinde DAMLA / ÖYKÜ ÖZEL SAYISI yayınlandı.
Sizlerin şahsında sanatçılara ve sanat severlere teşekkür ederken saygı ve sevgilerimi sunarım.
Sabahattin Gencal ( Emekli öğretmen)
Not: Öykünüz daha ilk günden popüler yayınlarda sıra tırmanıyor. Öykünüze bir fotoğraf gönderirseniz daha belirgin olabilir.

Çınar dedi ki...

Nur'cum umarım daha iyisindir.

Çok güzel buruk, hayatın ta kendisi bir öykü.

Kandilin mübarek olsun

Sevgililer günün kutlu olsun

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Gerçek bir yaşam öyküsünü paylaştığınız için teşekkür ederim. Ellerinize sağlık.Mevlid Kandilinin ülkemize ve İslam alemine mübarek olmasını dilerim. Ayrıca eşinizle
sevgililer gününü kutlarım.

Sevgi ve saygılarımla..

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

Hayırlı kandiller diliyorum Nurcum,
çok sevgiler selamlar.

sünter dedi ki...

Nur ablacim öykün cok güzel ve etkileyici...
Her annenin korkusudur sanirim cocuklari henüz kücücükken bu dünyadan ayrilmak.Allah kimseye yasatmasin.

NzlGl dedi ki...

Umarım daha iyisinizdir Nur hanım
lütfen dinlenin bu gribin yegane ilacı bu......
Şifalar ve sevgiler...

Adsız dedi ki...

Nur ablacım umarım daha iyisnizdir.Öykünüzü bir solukta okudum.Yüreğinize sağlık.Çook güzel bir hafta sonu diliyorum sizin ve aileniz için.sağlıcakla kalın.

laleninbahcesi dedi ki...

öyle güzel bir öykü okudum ki...ama gerçek olması çok hüzünlendirdi beni...ölüme hazırlıklı olmak hangimizin başarabileceği bir şey...
Umarım şimdi çok daha iyisinizdir.
Sevgimle

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...