'' Son demler bunlar.''
'' Yaşamak değil, yaşadım diyebilmek için.''
'' Yaşamak değil, yaşadım diyebilmek için.''
GEZİ GÜNLÜĞÜ (1)
Verandaya çıktığımda ilk gördüğüm muhteşem denizden kova kova deniz suyu alıp sıcaktan kavrulan betonlara döken genç bir çocuktu. Aniden herşey gibi denizin de tüketilme korkusu girdi yüreğime. Sonra kendime gelip gülümseyerek ''deniz bu, hiç üç kovayla tükenir mi?'' dedim.
Uykusuz geçen bir geceden sonra, yol yorgunu olarak tatil yerimize vardığımızda dinlenmek ve öğlen sıcağını geçirmek için hemen yatmış, yarı uyku ile yarı uyanık geçen bir saatin sonunda heyecanla etrafı görmek amacıyla pansiyonun varendasına çıktığımda bile neredeyse daha ayakta uyumaktaydım. Ama gördüğüm muhteşem bir deniz manzarası ve etrafımı dörtbir yerden saran dağlar burada bulunduğum sürece uykuyla vakit geçirmemem gerektiğini söylüyordu sanki...
Mayıs ayı sonunda Haziran ayı için aldığımız uçak biletlerini eşimin ani rahatsızlığı nedeniyle bir kere ertelemek, tahlil ve kontrollerin bitmemesi üzerine bu seferde açığa almamız gerekti. Bu arada tam ne tür bir tatil, yada gitme düşüncesinde olduğumuz yer konusunda kararsızlık yaşarken ertelenen tatil planı araya giren zamanda bizi araştırmaya yönlendirdi.
Araştırmam neredeyse bir ayı aştı, internette Ege'nin kuzeyinden başlayıp güneyine kadar adım adım gezdim. Bu arada Ege'nin tüm koylarını ezberledim diyebilirim. Neredeyse umutsuzluğa kapılmak üzereydim, çünkü çok şey istiyordum ve istediklerim bir araya gelmesi imkansız gibi gözüküyordu. Facebook'da tüm arkadaşlardan yardım bile istedim. ''Önü deniz, arkası dağ, yeşillikler içinde, sakin, sessiz, bahçesi olan, ucuz, temiz bir yer önerenin kölesi olurum.'' demiştim;...
Beş yıldızlı oteller, üç yıldızlı moteller, tatil köyleri falan zaten bütçemi çok aşar, amma bütçem müsaade etse bile hiç sevmem, askeri kışla gibi gelir bana. Üstüste yığılma kavisli beton bir bina, birbirinin benzeri yüzlerce balkonun havuza dönük soğuk görünümü, bakımlı ama yapay gibi duran yeşillik, gün içinde yüzlerce insanın sınırları olan havuzun içinde debelenmeleri, önünde uzayan muhteşem denizin (bir tek o gerçektir) plaj kumunda yanyana dizilmiş samimi olmak zorunda bırakılan şezlongları, sabahın köründe yer kapma kaygısı. Yemek vakitlerinin belirli zamana sıkıştırılması, ne kadar çeşit olursa olsun ne yemek istediğinin başkaları tarafından menülendirilmesi, kışlık yiyeceklerini bedenlerine depolayanların yarışı ve gürültü.
Arayışlarımda promosyonları bile olsa bu yerler yoktu. Apart'ta istemiyordum, bir evden çıkıp başka bir eve girmek ve hele hele bu evde de bir mutfağın bulunması beni bunaltabilirdi. Aslında kendi pişirdiğini yemek güzel görünse bile bu yıl salon, oda, mutfak üçlüsüne tahammülüm yoktu. Düşündüğümüz tatil; deniz, kitap, bahçe üçlemesinden oluşmalıydı...
''Hayat gezince güzel'' Fatih Türkmenoğlu'nun CNN de yaptığı programla tatilimiz şekillendi. Daha önce gösterilen bir gezi programını sanki bize yön vermek ister gibi tekrarı çıktı karşımıza. Marmaris'e bağlı köylerini geziyordu, Bozburun ve Selimiye köylerini tanıtırken sanki bize de ''buraya gelin'' der gibiydi. Ve internet sitesindeki yazısı ile kararımıza nokta koydu.
''Aklım Selimiye'de kaldı
Selimiye, Marmaris’in en güzel koyu bence. Denizin yanında bir kahvehane, ayaklar suda, üzerimde üzüm salkımının gölgesi. Kâh bir üzüm atarım ağzıma kâh ahşap iskemleden kaykılır, hızlıca denize atlayıp çıkarım. Yok yok; ben burada kesin aklımı kaçırırım!''
Gideceğimiz yer artık belliydi. Marmaris Selimiye köyü..
Verandaya çıktığımda ilk gördüğüm muhteşem denizden kova kova deniz suyu alıp sıcaktan kavrulan betonlara döken genç bir çocuktu. Aniden herşey gibi denizin de tüketilme korkusu girdi yüreğime. Sonra kendime gelip gülümseyerek ''deniz bu, hiç üç kovayla tükenir mi?'' dedim.
Uykusuz geçen bir geceden sonra, yol yorgunu olarak tatil yerimize vardığımızda dinlenmek ve öğlen sıcağını geçirmek için hemen yatmış, yarı uyku ile yarı uyanık geçen bir saatin sonunda heyecanla etrafı görmek amacıyla pansiyonun varendasına çıktığımda bile neredeyse daha ayakta uyumaktaydım. Ama gördüğüm muhteşem bir deniz manzarası ve etrafımı dörtbir yerden saran dağlar burada bulunduğum sürece uykuyla vakit geçirmemem gerektiğini söylüyordu sanki...
Mayıs ayı sonunda Haziran ayı için aldığımız uçak biletlerini eşimin ani rahatsızlığı nedeniyle bir kere ertelemek, tahlil ve kontrollerin bitmemesi üzerine bu seferde açığa almamız gerekti. Bu arada tam ne tür bir tatil, yada gitme düşüncesinde olduğumuz yer konusunda kararsızlık yaşarken ertelenen tatil planı araya giren zamanda bizi araştırmaya yönlendirdi.
Araştırmam neredeyse bir ayı aştı, internette Ege'nin kuzeyinden başlayıp güneyine kadar adım adım gezdim. Bu arada Ege'nin tüm koylarını ezberledim diyebilirim. Neredeyse umutsuzluğa kapılmak üzereydim, çünkü çok şey istiyordum ve istediklerim bir araya gelmesi imkansız gibi gözüküyordu. Facebook'da tüm arkadaşlardan yardım bile istedim. ''Önü deniz, arkası dağ, yeşillikler içinde, sakin, sessiz, bahçesi olan, ucuz, temiz bir yer önerenin kölesi olurum.'' demiştim;...
Beş yıldızlı oteller, üç yıldızlı moteller, tatil köyleri falan zaten bütçemi çok aşar, amma bütçem müsaade etse bile hiç sevmem, askeri kışla gibi gelir bana. Üstüste yığılma kavisli beton bir bina, birbirinin benzeri yüzlerce balkonun havuza dönük soğuk görünümü, bakımlı ama yapay gibi duran yeşillik, gün içinde yüzlerce insanın sınırları olan havuzun içinde debelenmeleri, önünde uzayan muhteşem denizin (bir tek o gerçektir) plaj kumunda yanyana dizilmiş samimi olmak zorunda bırakılan şezlongları, sabahın köründe yer kapma kaygısı. Yemek vakitlerinin belirli zamana sıkıştırılması, ne kadar çeşit olursa olsun ne yemek istediğinin başkaları tarafından menülendirilmesi, kışlık yiyeceklerini bedenlerine depolayanların yarışı ve gürültü.
Arayışlarımda promosyonları bile olsa bu yerler yoktu. Apart'ta istemiyordum, bir evden çıkıp başka bir eve girmek ve hele hele bu evde de bir mutfağın bulunması beni bunaltabilirdi. Aslında kendi pişirdiğini yemek güzel görünse bile bu yıl salon, oda, mutfak üçlüsüne tahammülüm yoktu. Düşündüğümüz tatil; deniz, kitap, bahçe üçlemesinden oluşmalıydı...
''Hayat gezince güzel'' Fatih Türkmenoğlu'nun CNN de yaptığı programla tatilimiz şekillendi. Daha önce gösterilen bir gezi programını sanki bize yön vermek ister gibi tekrarı çıktı karşımıza. Marmaris'e bağlı köylerini geziyordu, Bozburun ve Selimiye köylerini tanıtırken sanki bize de ''buraya gelin'' der gibiydi. Ve internet sitesindeki yazısı ile kararımıza nokta koydu.
''Aklım Selimiye'de kaldı
Selimiye, Marmaris’in en güzel koyu bence. Denizin yanında bir kahvehane, ayaklar suda, üzerimde üzüm salkımının gölgesi. Kâh bir üzüm atarım ağzıma kâh ahşap iskemleden kaykılır, hızlıca denize atlayıp çıkarım. Yok yok; ben burada kesin aklımı kaçırırım!''
Gideceğimiz yer artık belliydi. Marmaris Selimiye köyü..
15 yorum:
harika bir yerdesin...Bademleri ,balığı ,minik mandalinaları süperdir. O minik mandalinaları alıp geliyorum. İkiye ,dörde kesip dondurucuya atıyorum. Yıl boyu içeceklerde kullanıyoruz. Çayda,limonatada hatta kola da mis gibi kokar...
Sevgimle
Sorma Lale'cim, geçirdiğim iki hafta neredeyse bir ömre bedel. Her şeyinle çok doğal ve sımsıcak, güleryüzlü sakinleri ile ayrılmak istenmeyecek bir yer. Mandalinalarının ancak fotoğrafını çekebildim:)
Sevgilerimle
İyi tatiller sana ve darısı da benim başıma. Sabaha ben de yola çıkıyorum. Ama ben tatilde gittiğim yerleri hiç yazmıyorum, hele güzel bir tatil olmuşsa hiç hiç yazmıyorum. Herkes öğrenmesin, kıskancım ben:))
Geçen yaz Kaşta muhteşem sakin ve güzel bir yer buldum mesela, lafını bile etmedim.
Nur' cum, aradığında arkadaşlarımla otobüse binmeden önce son kahvemi içiyordum. Kapattıktan sonra Selimiye Köyü' nün adını duyunca arkadaşlarımdan biri geçen sene orada tatil geçirdiğini şahane bir yer olduğunu söyledi. Bir de senden daha ayrıntılı izleyelim ve görelim.
Bu arada yuvaya hoş geldin:)
Sevgiler...
Tatilinizin tüm güzelliğini,tüm içtenliğinizle bizimle paylaştığınız için teşekkürler,gezi günlüğünün devamını da merakla bekliyorum,sevgiyle kalın...
Sizin adınıza çok sevindim ve çok özendim. Benimde böyle bir tatile daha doğrusu bu yıl için nefes almaya o kadar ihtiyacım var ki:(
ama olmadı olamadı:)
size iyi tatiller ve dinlenmeler diliyor sevgilerimi gönderiyorum
"Tatil" kelimesini telafuz etmek bile mutluluk veriyor insana. Seçtiğiniz yer sakin güzel bir yer. Hayalimde öyle bir yerlere kaçmak var. Ama olmuyor işte. Gezi günlüğünün devamını merakla bekliyorum.
izlenimlerinizin ve resimlerinizin devamini merakla bekliyorum bu güzel köyden, mutlu tatiller sevgiler
Marmaris'e gittim ama Selimiye'yi atlamışım, çok merak ediyorum; iyi yapmışsın Nur'cum.
Ben de beş yıldızlı otelleri sevemedim nedense, sessizlik, dinginlik, huzur ve temiz hava aradığım; hepsi bu.
Sevgiler kocaman:))
Sevgili Sis,
sana da iyi tatiller canım, ama ben ne yazık ki güzelim tatili yiyip bitirip döndüm. Öyle güzel yerleri yazman gerek ki boşu boşuna şu beyaz camın karşısında zaman harcamayalım dimi ya:))
Asuman'cım, canım arkadaşım hoşbulduk.
Seni aradığım zaman, seninle orada bir kahve eşliğini hayal etmiştim de,çok güzel ve ben güzelliği sevdiklerimle paylaşmaktan çok mutlu olurum:)
Nehire'cim, ben teşekkür ederim canım, okuyup yorumların için devamı yolda:)
Nazlı'm,
gittim de döndüm bile canım. Herşeyi bıraktığım gibi kaldığımız yerde bulunan internete dönüpde bakmadım bile, zaman çok değerliydi çünkü. Evet canım haklısın tüm kadınların senede en az iki hafta herşeyden uzak dinlenmeye ihtiyacı o kadar çok var ki!
Sevgili Hüznün tadı,
Evet canım çok haklısın tatil kelimesi bile çok şey ifade ediyor,
inşallah en kısa sürede sende kaçabilirsin, devamını yazmakbende çok istiyorum çünkü yazdıkça ikinci bir kez daha yaşarım belki:)) aslında olur ya ileride belki torunlarım neler yaptığımızı yaşamımızı merak ederlerse okurlar
da bizi daha iyi tanırlar diye yazmayı hiç bırakmak istemiyorum.
Sevgili Melange,
güzel köyü daha yazıp fotoğraflamaya çalışacağım, gerçekten sonyıllarda yaptığım engüzel gerçek dinlenme tatiliydi.
Özlem'cim,
Daha önce bende Marmarise gitmiş ama köyleri nedir, nerededir hiç düşünmemiştim. Bulduğuma çok sevindim. Gerçek aradığım sessizlik ve huzur vardı orda. Tahmin edebiliyormusun hiç bağıran çağıran olmadı iki hafta boyunca ki! bugünün Türkiyesinde çok zor bir durum bu.
Hepinize yürekten sevgilerimle...
Biz de bu yaz oradaydık. cennet gibiydi, tam anlamıyla, herşeyiyle..
Denize sıfır evlerin resimlerini koymuştun facebooka ve gideceğin yerin adını yazmamıştın ne kadar merak etmiştim sana anlatamam."Selimiye" ben de tatile gidersem inşaallah oraya gideceğim.Canım çok çekti candostum inan.Allah içine sindirsin derim sevgilerimle tontini.
Berna'cım,
keşke tarihlerimiz tutsaydı da Can'ı bir güzel sevseydim:))
Gerçekten çok güzel bir yer, sevdiklerimin de oralara gitmesi beni daha bir mutlu ediyor.
Canım banim, can dostum
Fotoğrafını koyduğum sahil pansiyondu anlaşmıştık tarihlerimizi ertelemek zorunda kalınca yer sorunu yaşadık ama oradaki bütün evler denize sıfır birbirinden hiç farkı yok. İnşallah birlikte bir tatil yaparız oralarda, eh artık ben oraların tanışı olduğumdan rehberlik ederim sizlere de:))
Yürekten sevgilerimle
Hoşgeldin canım. Tam da istediğin gibi bir yerde dilediğince dinlenip eğlenmen çok güzel. Darısı gelecek seneye olsun
Sevgiler
Evet canım arkadaşım, tam istediğim gibiydi, sanırım yaza yaza bitiremem:))
Seye başka bir yere gitmeyi asla düşünmem ve hatta keşke imkanlarım elversede üç ay yazı geçirebilsem:))
Yorum Gönder