Salı, Ekim 02, 2012

HEM BURADAYIM HEM YOKUM



Nerdemiyim?
Galiba sözcüklerin bittiği yerdeyim.
Aklıma geleni, dilimden düşeni hasbelkader birkaç satır karaladığım sayfama her girdiğimde yazı yazmak istesem bile artık ne aklım eriyor ne de parmaklarım tuşlarda geziniyor.

"Yazdık,çizdik yeter artık nokta" dediğimde sayfamın gülen yüzü, Ata'mın anlamlı bakışı, dostlarım, misafirlerim...
Bana bir şeyler dur diyor.
Ayrıca "yaz, yaz nereye kadar" desem bile yazmanın da bir ihtiyaç olduğunu ve dostlukların bittiğine inandığım bir zamanda bana bir çok gerçek dost kazandırdığını ve benim içimde çoğalan, atamadığım hem de hiçbir yerime sığdıramadığım yaşamımın bir görünüp bir kaybolan sahnelerini yazarak yükümün hafiflediğini düşünmeden edemiyorum.

Ayrıca bir de unutulma korkusu sarınca biten sözcükleri toparlamaya çalışmaktan başka çare kalmadığını anladım.

Çocukluğumda günlük tutardım, gerçi haftalığa dönüşmüş bir günlüktü, hep cuma günleri yazardım, günlük olayları sıralar, o günün bitimine de tarih koyardım.
Zaten blogumda haftalık gibi bir şey, ortalama on güne bir yazı düşüyor, demek ki çocukluğumda da fazla vaktim olmamış.
Sonra gençlik dönemimde sayfalı takvimler çıkmıştı, gün kısmında oldukça yer vardı, o karelerin içine sığacak şekilde kargacık-burgacık günlük olayları yazmaya başladım, üç yıl birlikte çalıştığım masa arkadaşımın "Bir nevi koleksiyon" demesi üzerine bende anlamsızlığını anlamış olmalıyım ki takvim tutmaktan da vazgeçmiştim.

O çocukluk-gençlik günlüklerim yok oldu, takvim yapraklarım da. Sanırım eskiye çok tutkulu olmama karşın depolamayı çok sevmediğim için yok oldular.
Ama teknoloji harikası blogumu uzaya yazıyorum, her satırı uyduda yer alıyor, ben bir gün peşini bıraksam bile umarım bıraktığım yerde duracaktır.


Neyse efenim, araya giren zamanı değerlendirmeye alacak olursak güzel bir yaz geçirdim, (kendi adıma.) Bol, bol tatil yaptım, dinlendim, okudum,gezdim,gördüm, çok muhabbet az iş. Deyim yerindeyse mevsimi acımasızca harcadım, kısa sürede bitiverdi.
Oysa çok kötü bir yaz mevsimiydi:( yurdum adına)

Yaz bitti, ardından en güzel mevsim(im) Sonbaharında bir ayını bitirdik, girdik ikinci ayına. Bir iki derken  kısa sürede oda bitecek, sonra arkası kış.

Aman tanrım! yaş ilerledikçe bu mevsimler daha mı çabuk geçiyor, yoksa ben hızlı koşamadığım için mi yakalayamıyorum anlamadım. Ama anladığım bir şey var, günü yakalamak için bir şeyler yapmak şart. Tabi bu da sonu gelmeyen ve yarına hiç bir faydası olmayan o saçma sapan ev işlerin haricinde; yaşadığımızı hissettirebilecek, zevk aldığımız, geriye baktığımızda yerinde bulabileceğimiz ve zamanı değerlendirebildiklerimiz olmalı.
Hani bir reklamda diyor ya!" siz annesiniz, bulaşık makinesi değil."işte onun gibi bir şey...


Fotoğraf, yazdan geriye kalan bir yaprak.


14 yorum:

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Uzun bir aradan sonra bu anlamlı yazınızla tekrar hoşgeldiniz sevgili Nur hanım. Güzel paylaşımlarınızı özlemiştik.

Gerçekten zaman çok hızlı geçiyor. Bir bakıyoruz hafta başı olmuş hafta sonu.

Sevgi ve dostlukla...

Çınar dedi ki...


Ohh be nihayet döndün yavaş yavaş toplanıyoruz yine. Hani kürkçü tilki misali:))

Kısaca; hoşgeldin Nur'cum

Öptüm

Sis dedi ki...

Bu şekil burada ama yok olmana razıyım ben:)) Çok sevdim yazını.

Köklerden Uzağa dedi ki...

Hoşgeldin Nur Abla :)

A-H dedi ki...

yazin bitisiyle birlikte herkes yavas yavas geri donuyor sanirim bloglarinin basina :)

Sevginin Ruhu dedi ki...

Geri dönmene çok sevindim. Hoş geldiiin.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Dost Mehmet Osman,
çok teşekkür ederim nazik yorumunuza, hoş buldum derken devamı olsun temennim.

Çınarım,
konuştuğumuz gibi zaman gelince oluyor demek ki di mi canım, hemde hasta hasta yazıverdim. Hoş gördüm.

Çok sevgili Sis'cim
burada olup da okumamanın sıkıntısını da çok duydum zaman zaman. Siz dostlarımı da çok
özledim.

Berna'cım,
Canım benim, teşekkür ederim.

Sevgili A-H
Haklısın yazın gezentisi bitince kürkcü dükkanına dönüş başladı canım:))

Sevgi'cim,
sizlerin sesini duymak vazgeçilmez olmuş meğer. Bende sevindim kendi kendime:))
Hoş gördüm ve hepinize yürekten sevgilerimle...


Arzu Sarıyer dedi ki...

Çok duygulandım Sevgili Nur dostum...Herşeye rağmen yaşamak güzel,dostlarla selamlaşmak güzel canım kardeşim...Selam ve sevgiler.

hüznün tadı dedi ki...

Bol bol gezip dönmene sevindim. Özlemiştik.

Zeugma dedi ki...

Sizi ve yazılarınızı özlemişim...
Hoşgeldiniz... Güzel bir yaz geçirmiş olmanıza sevindim.

Diğer satırlarınız ise hepimiz için geçerli. Genel anlamda bir isteksizlik var. Sebebini hepimizin bildiği.....

Sevgiler

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ama ben çok özledim seni ve yazılarını Nur'um; hoş geldin iyi ki geldin ...

sibel dedi ki...

lutfen!bir daha olmasin boyle aralar :)

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sevgili Arzu'cum,
herşeye rağmen sevgi dostluk varsa yaşama sağlam basılmasını sağlar dimi canım arkadaşım.

Mihriban'cım,
çok teşekkür ederim bende sizleri özledim canım:)

Sevgili Zeugmacım
çok teşekkür ederim, siz dostlarımı bende çok özledim.

Özlemim,
canım benim hoş gördük, hoş buldum.

Ok. yavrum sen dedinde ben yapmadım:))

Adsız dedi ki...

yeni yazını görmek ne güzel Nur ablacım.Umarım bundan sonraki günler hem yurdumuz hem kendimiz için güzel olur.Umut da olmasa yaşayamazdık değil mi?Güzel bir sonbahar ve kış geçirmeni diliyorum.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...