Bu gün İstanbul'da hiç durmadan yağmur yağdı, bıkmadı! Bende bu gün hiç durmadan iş yaptım, bıkmadım! Oysa Sevgili Özlem'cimin bana göndermiş olduğu ve geciktirdiğim mim'i yazacaktım. Yağmur bitti, işler bitti, gün de bitti ama! yeni bir gün başlıyor nasılsa...
Yaz başıydı sanırım, bir blog ödülü ve içinde 7 ilginç yanlarımız olan bir mim dolaşmıştı. Bana da ulaşmış ve yazmıştım, bu yeni mim için de biraz yazma biraz eski postan kopyalama ile işte benim 7 ilginç yönüm...
İlginç mi? veya bana mı öyle geliyor?
Bilmiyorum! da ama bunları yaptığımda veya konuşma aralarında söylediğimde "çok ilginçsin" diyorlar. Aslında hepsinin gereksiz olduğunu biliyorum da ilginç olduğu konusunda kararsızım...
Ben hiç bir canlıyı üzemem, kıramam ve asla eziyet edemem. Sözlerime öyle dikkat ederim ki, konuşmakta bocalarım. Ve hatta cansız varlıkları bile, gerek ev eşyası, gerek giysileri bile sever okşar, oradan oraya atamam. Bir örümcek bile görsem severek elime alır ait olduğu yere bırakırım. En büyük fobim faredir, çok korkarım ve tiksinirim, yolda ölüsüne rastlasam yolumu değiştirir ama yine de çok üzülürüm. Yolda ayak altında öldü diye.
Ama nedense kendime eziyet etme konusunda üstüme yoktur sanırım. Bilinç altı eziyet duygumu acaba kendimden mi çıkarıyorum? da rahatlıyorum?
Karar sizin;
1-Hergün birkaç kez mutlaka dolabımı ve çekmecelerimi kontrol ederim, mutfak çekmeceleri de dahil olmak üzere. Acaba düzeni bozulanlar var mı? diye. Çekmece açılınca ve hızlı kapama durumunda kayarak düzeni bozulur ya!
2-Eğri, yamuk, kaymış hiç bir şeye tahammülüm yoktur. Simetrik olmalıdır herşey. Nerede olursa olsun düzeltmek için elim gider. Çok yorgun olsam bile oturduğum yerden kalkar, gözüme takılan milimlik eğriliği düzeltirim. (Geçen gün kırk dakikalık otobüs yolculuğumda eğri duran bir tabela gidene kadar yolu burnumdan getirdi.)
3-Kapı zili ve tlf. sesi uyarıcımdır sanki. Kimin evine gidersem gideyim, çalan kapıya veya çalan tlf.na bakmak için hemen harekete geçerim...(Neyime gerek, hiç anlamış değilim.)
4-Ne kadar hasta olursam olayım, çok ağır değilsem yatamam. Yatınca daha çok hasta olacağımı sanırım. (Ameliyat sonrası yoğun bakımdan çıktığımda, sondayı alın yüreyeceğim diye tutturmuştum ve kalkmıştım.)
5-Diplere, köşelere, hemen kalkamayacağım yerlerde oturamam. Heran kalkacak gibi uçlara oturur, hareket halinde olmayı tercih ederim...
6-Uykum gelse bile (genelde kolay gelmez.) uyumamak için mücaadele veririm. Uykunun yaşamdan çalınan zaman olduğunu düşünürüm. Ne kadar az uyursam, (bilhassa gece yatışlarında) o kadar çok yaşadığımı ve bir o kadar da zaman tasarrufu yaptığımı kendime inandırmaya çalışırım...
7-Ne olursa olsun tüm olumsuzluklarda kendimi sınarım ve karşımdakinin durumunu "acaba" larla yok etmeye çalışırım...
Öyle ki! (Aslında ülkenin durumu çok iyi de! ve çok konuşan büyük memurlarımızın söylemleri sonucu yandaşların artması, neredeyse tüm yazar çizerlerin inanması, emekli maaşını alanların zam almadığı halde "buna da şükür" demesi, asgari ücretle çalıştığını bunun 186 tl. gelen elk faturasına nasıl yetsin diye avaz avaz bağırdığını duyduğum zaman bile "acaba bendemi bir bozukluk var, onlar belkide haklı) diyecek kadar...
Yaşamın Kıyısından Sevgilerle...
15 yorum:
Satır satır Rayegân'ı okudum sanki.
Eminim herkesin yardımına koşup hiç kimsenin yardımını kabul etmiyorsundur.
Şu burç meselesine inanmayan varsa beri gelsin. Oğlak oğlaktır. Sizin için varsa yoksa başkaları...
Artık bencil olmanızın zamanı gelmedi mi...
Severim sizi....
Aaa Asu'yu da okuyunca pek inanmam ama bu burç konusunun gerçekten etkin olduğunu düşünmeye başladım. Bir oğlak olarak ne kadar da benzeşiyoruz seninle.
2. şıkta yazdıklarının aynısı bende de var. Ben eşyaları asimetrik yerleştirerek sorunumu çözmeye çalışırım. Gene de halı yarım milim çizgisinden kaysa düzeltmeye kalkıyorum misafir bile varsa. Zil sesine:) karşı yine aynı durumdayım. Zıplayıveriyorum yerimden:))
Titiz olduğum konularda sürekli kendimi telkin ediyorum. "Çok düzenli olmak anlamsız. Rahat olmalıyım. Yapmayacağım. Dağınık kalsın" falan diye. Zaten temizliği 3 erkekle zor da başarıyorum ya:))
Seni tanıdığıma sevindim:))
Sevgiler canım
sevgili yaşamın kıyısından ahhh o simetri hastalığı bendede var hiç bir hayvanı öldüremem birde konuşurum ne işin var ezilip öleceksin ayak altında diye uyku sorununa gelince sizinle aynı düşüncedeyim uykuda geçen zamanı yaşanmamış sayıyorum ama çok kolay uyurumbelki yastığı gördüğüm an:)o kadar birbirimize benziyoruzki kızımla okuduk anne ikizinmi acaba diye sordu:))))))))sevgi ve dostlukla
ben seni her halinle seviyormuşum demek ki okuyunca bunu anladım :))
:)) çekmecelerin hergün kontrolü :)) bu çok hoşuma gitti.
Bende köşelere oturamam bir ortama girdiğimde -ister otobüs, ister restoran ev farketmez- önce bir yangın, deprem falan olursa nasıl çıkabilirim diye küçük keşif yaparım hemen.
Harika bir yazı, Sizi daha ayrıntılı tanıma fırsatımız olmuş.
Ama ne olur kendinize bu kadar eziyet etmekten vazgeçin lütfennnnn:)))))
sevgiler, iyi haftasonları
Sevgili arkadaşım sen ne tatlı ne fedakar şeysin böyle. Kimse kırılmasın ben kırılsam da olur der gibisin. 1. ve 2. ve 4.şıklar ben de de var. İlk defa girdiğim bir ortam olsa bile kalkar düzeltirip yamuk duran birşeyi.
Naif,zarif,hassas ruhunu hiç kimse incitmesin inşallah. Sizi seviyorum. sağlıcakla kalın.
seni bir işkence türü olarak sunacağım :))))
bazı şıkları
ve ayrıntıları ayıklayıp da ama..
bu kadar fedakarlık bonkörlük neyin nesi kuzum ??
'' cömertlikte akarsu gibi ol '' demiş Mevlana C. RUMİ
ama suyuda kurut dememiş :)))))
!!!!!!!!!!!!!! :)))
Asuman'cım,
Seninle biryerlerden birleştiğimiz noktaların olduğunu çok iyi hissedebiliyoru. Haklısın artık kendimizi düşünme vakti geldi! gibi olsa bile huy bu can çıkmayınc çıkmıyor canım...
Çınar'ım,
Canım benim bende seni tanıdığıma çok sviniyorum. Ve seni o kadar iyi anlıyabiliyorum ki sorma!
Her zaman böyle olmayacağım diyor derken bile elimdekini simetrik katlamaya çalışıyorum.Hem kızıyor hem yapıyorum, hiç memnun değilim artık bu kadar yükü yaş da kaldırmıyor be canım...
Bilge'cim
Belkide ruh ikiziyiz:) yorumları okuduğumda çok sevindim ve yanlız olmadığımı düşündüm, seni tanıdığıma da çok sevindim...
Güzel Mayam,
Kalp kalbe karşıdır canımcım, bende seni çok seviyorum...
Şeniz'cik,
Sorma canım en kötüsü bu, insan durup duruken çekmece konrtolü yaparmaı? işte.
Aslında dip köşe derken hiç aklıma gelmemişti yangın depren diye, ama haklısın. Ben sadece 10 dakikadan fazla sabit oturamam da!
Nazlı'm,
Canım benim çok teşekkür ederim. Bazen diyorum ki hareket berekettir diye, avunma belkide!
Çoban Yıldızım,
Güzel yorumun için çok teşekkür ederim. Seni tanıdığım için mutluyum. Kızıma bıraktığın güzel yorum içinde teşekkür ederim.
Sizler gibi aynı düşünceleri aynı yapılara sahip olan dostlar bulmak çok güzel...
Canım Nunu'm
Eh artık bir kerdeşlik yapıp arındıracaksın beni dimi.
Hele sana istediğim gibi bir kahvaltı sofrası kurayım yoksa üzüntümden hiç düzelmem haberin ola...
Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Sizleri ziyaretim bu aralar seyrekleşebilir, evde değilimfn en küçük torunumla muhabbetteyim bu aralar.
Sevgili Nur ablacim,
asimetrilik bende de var. Yamuk duran her nesne ilgimi ceker eger düzeltmezsemde baska hic bir seye odaklanamam. Her yer daginik gibi gelir.
Ama hastalaninca yatip dinlenmeye baksan daha iyi olmaz mi? Hatta birazda naz yap:) (gerci bunlari yazan da beceremez kendi yazdiklarini)
Bence bu mimler iyi oluyor böylelikle birbirimize ne kadar benzer yönlerimiz oldugunu anliyoruz. Hem sasiriyor hemde seviniyoruz.
Sevgiler
Sayın Nur Hanım,ilginçlik mim'i bana da gelmişti.Başlangıç ve sonuç paragraflarınız benimde duygularımı yansıtandır.2/4/6/7maddeleriniz benim yapımlada aynen uyuşuyor.Kendi mim'imde unuttuğum bir konuyuda müsadelerinizle açıklıgetireyim:
UNUTKANLIK:Geçmişi çok iyi hatırlamama rağmen dün ne yediğimi bilmem.Birde isim hafızam hiç yoktur.Örneğin,kendi işimi tasfiye etmeden önce,birinden telefon geldi mesela...arayan Ahmet bey,ancak ben o kişiye Özcan adını yakıştırdığımdan öyle hitap ederdim.Sekreterler dayanamaz,
kağıda yazarak arıyanın ismini önüme koyarlardı.Örneğin sizin adınız Nur,diyelimki sizinle tanıştık,size biraz sonra Suna diye hitap edebilirim.her nedense yüz çehresi ile bilinçaltımda isim uydurma konusunda arkadaşlarım arasında devamlı alay konusu olmuşumdur.Umarım sizin gibi zarif bir hanımefendiye uzun yazıp sıkılmanıza neden olmamışımdır.İyi akşamlar dilerim Nur Hanım,bende beklerim.
Saygılarımla,
3, 4, 6, 7. maddeler ne kadar bana benziyor.
Sağol Nur'cum.
Sevgilerimle...
Şahane bir blog dostum varmış meğer, ne kadar da şanslıyım dedim kendime, yazdıklarınızı okuyunca. Kalpkalbe karşıdır derler, öyleymiş:)
Çok tanıdık geldi yazdıklarınız olan siz! Keyifle okuyup, tanıdım bu mim sayesinde sizi. Teşekkürler içten paylaşımınız için...
SEvgiler...
Sevgili Nur'um;
Kapı uçlarında hatta koltuklara arkamı yaslamadan oturmalarımdan, simetri merakıma, yatarsam daha çok hastalanırım fikrime, "acaba bendemi bir bozukluk var, onlar belkide haklı"gibi sıksık düşünüp biz kötüyüz galiba deyişim seninle puzzle parçası gibi uyuşuyor canım.Acaba biz nesli tükenmişlerden miyiz diye düşündüm sevgilerimle.
Başkaları için eşi benzeri bulunmaz bir insansınız,dostsunuz,ama kendinize biraz düşman gibi.ama dediğiniz gibi insan alışık olduğu huylardan vazgeçemiyor.önemli olan bu kadar ince ruhlu,sevgi dolu bir insanı üzmesinler.yüreğinizin güzelliği yazılarınıza da yansıyor Nur ablacığım.sevgilerimle.
Yorum Gönder