Tarhananın ne tarifi ne de tarihçesi bu yazı, yok olan değerlerimizden sadece birinin hikayesi...
Tahrana (Prensesimin ilk tarhanayla tanışmasının deyişiyle) yaptım, zorlu bir mücaadele ile. Sanırım yaşlanıyorum çok yordu bu sefer, tam beş gün tarhanayla yattım tarhanayla kalktım diyebilirim. Kolay iş değil tarhana yapmak... Yoğurdu süzeceksin ki! az un alsın, sonra un çorbasına benzemesin, mayalanmasını tutturmalısın ki! ekşi olup mide yakmasın, kıvamında kurutacaksın ki! kolay parçalansın. Son aşamasına geldikten sonra bir hafta, günde birkaç kez karıştıracaksın ki! iyice kurusun kışın kurtlanmasın...
Bunlar büyüklerimizin kulaklarımızdan çıkamayan sözleri.
Değişen yaşamlarımızla tarhana yapılmasına gelirsek malesef daha zor koşullar oluşuyor. Camı açıp kurutursan toz olur, endirek güneşle evir çevir, tarhana parçacıklarınla içli dışlı arkadaş olacaksın. Kurutma aşamasını tutturmalısın ki! parçalıyıcı kullanıp, vitaminini azaltmayacaksın. Kevgirden (yani süzgeç, bu tür işlemlerde kevgir demeyi severim. Eskiyi hatırlatır bana.) geçirirken el yıkama seanslarını sıklaştırıcaksın, avuçlarının kızarıklığını unutup, elenmiş tarhanaya gülücük atacaksın. Artık yer sofrası unutulduğundan ayakta, masa başında bel ağrılarınla kavgaya tutuşacaksın, zorunlu ara verip başka işlerle uğraşın bitince bekletilmekten hoşlanmayan sevdalın gibi hemen ona koşacaksın v.s...
Değerli bir besindir tarhana, C vitamini deposu domates ve kırmızı büberin vitamin değerlerinin kaybolmadan kurutulması ile iki taşımlık kaynamada saframıza geldiğinde ki lezzetinin yanı sıra besleyici değeri de herkes tarafından bilinir. Bebeklerin ilk yemek yemeye başlaması ile Dr.ların yemek listesinde de ilk sırayı alır ve tüm bebekler bu lezzeti çok sever...
Çocukluğumuzun en eğlenceli büyüklere yardım oyunumuzdu. Ellerimizi yıkarken başımızda bekleyen büyüklerimiz, ellerimiz havada getirtip oturturlardı sofra bezinin yanına, bağdaş kurduktan sonra önümüze verilen tarhana parçacıklarını ufalardık güle oynaya. Bize bu işi vermekle "bizde yapmak istiyoruz, bizde" ısrarlarımızdan sıkılıp bize iyilik yapıyorlar sanırdık. Ama aslında biz onlara iyilik yapıyormuşuz, bunu çok sonraları anladım. Aile bütünlüğü olan akraba topluluğu bir arada yapardı tarhanalarını, muhabbetle, sevgiyle. Sanırım yoruldukları zaman üzerlerine örtülen tülbent beklemeye alırdı tarhana parçacıklarını, çaylar kurabiyeler girerdi muhabbetin ortasına o zaman. Bıraktıklarında bir sonraki seans için saat sözleşmesi yapılırdı. Tarhanayı zevkle içmek kadar yapmak da çok eğlenceliydi çok önceleri...
Günümüzde belki istisna köylerimizde devam ediyordur tarhana hikayesi ama İstanbul'da artık bitti. Bizle birlikte yok olmaya mahkum bir besin oldu. Önümüzdeki yıllarda marketlerin raflarında sıra sıra dizili, değişik marka paketlerinde görecekler çocuklarımız tarhanayı, hatta görmeye başladılar bile. Makina tarhanası!
Hazır paketin tamamını 5 bardak suyla ıslat ve karıştıra karıştıra iki taşım kaynat. Boşaltılan paketi çöpe at ve çorbanız geldi! Zahmetsizce, birde tavuk suyuna olanları var. O nasıl tavuk suyu ise, tavuk bile suyunun pakete girmesinden hoşlanmamıştır ya!
Bu arada yazım kimseyi rencide etmek için yazılmamıştır. Değişen yaşam koşulları, zaman ve çağ gereği ilerleyen teknoloji, globalleşen dünyamız ve biz, bugüne gelinmesi kaçınılmaz tabi ki!
Eskiyi devam ettirme çabası değil derdimiz, eskiyi anma muhabbetimiz...
Tahrana (Prensesimin ilk tarhanayla tanışmasının deyişiyle) yaptım, zorlu bir mücaadele ile. Sanırım yaşlanıyorum çok yordu bu sefer, tam beş gün tarhanayla yattım tarhanayla kalktım diyebilirim. Kolay iş değil tarhana yapmak... Yoğurdu süzeceksin ki! az un alsın, sonra un çorbasına benzemesin, mayalanmasını tutturmalısın ki! ekşi olup mide yakmasın, kıvamında kurutacaksın ki! kolay parçalansın. Son aşamasına geldikten sonra bir hafta, günde birkaç kez karıştıracaksın ki! iyice kurusun kışın kurtlanmasın...
Bunlar büyüklerimizin kulaklarımızdan çıkamayan sözleri.
Değişen yaşamlarımızla tarhana yapılmasına gelirsek malesef daha zor koşullar oluşuyor. Camı açıp kurutursan toz olur, endirek güneşle evir çevir, tarhana parçacıklarınla içli dışlı arkadaş olacaksın. Kurutma aşamasını tutturmalısın ki! parçalıyıcı kullanıp, vitaminini azaltmayacaksın. Kevgirden (yani süzgeç, bu tür işlemlerde kevgir demeyi severim. Eskiyi hatırlatır bana.) geçirirken el yıkama seanslarını sıklaştırıcaksın, avuçlarının kızarıklığını unutup, elenmiş tarhanaya gülücük atacaksın. Artık yer sofrası unutulduğundan ayakta, masa başında bel ağrılarınla kavgaya tutuşacaksın, zorunlu ara verip başka işlerle uğraşın bitince bekletilmekten hoşlanmayan sevdalın gibi hemen ona koşacaksın v.s...
Değerli bir besindir tarhana, C vitamini deposu domates ve kırmızı büberin vitamin değerlerinin kaybolmadan kurutulması ile iki taşımlık kaynamada saframıza geldiğinde ki lezzetinin yanı sıra besleyici değeri de herkes tarafından bilinir. Bebeklerin ilk yemek yemeye başlaması ile Dr.ların yemek listesinde de ilk sırayı alır ve tüm bebekler bu lezzeti çok sever...
Çocukluğumuzun en eğlenceli büyüklere yardım oyunumuzdu. Ellerimizi yıkarken başımızda bekleyen büyüklerimiz, ellerimiz havada getirtip oturturlardı sofra bezinin yanına, bağdaş kurduktan sonra önümüze verilen tarhana parçacıklarını ufalardık güle oynaya. Bize bu işi vermekle "bizde yapmak istiyoruz, bizde" ısrarlarımızdan sıkılıp bize iyilik yapıyorlar sanırdık. Ama aslında biz onlara iyilik yapıyormuşuz, bunu çok sonraları anladım. Aile bütünlüğü olan akraba topluluğu bir arada yapardı tarhanalarını, muhabbetle, sevgiyle. Sanırım yoruldukları zaman üzerlerine örtülen tülbent beklemeye alırdı tarhana parçacıklarını, çaylar kurabiyeler girerdi muhabbetin ortasına o zaman. Bıraktıklarında bir sonraki seans için saat sözleşmesi yapılırdı. Tarhanayı zevkle içmek kadar yapmak da çok eğlenceliydi çok önceleri...
Günümüzde belki istisna köylerimizde devam ediyordur tarhana hikayesi ama İstanbul'da artık bitti. Bizle birlikte yok olmaya mahkum bir besin oldu. Önümüzdeki yıllarda marketlerin raflarında sıra sıra dizili, değişik marka paketlerinde görecekler çocuklarımız tarhanayı, hatta görmeye başladılar bile. Makina tarhanası!
Hazır paketin tamamını 5 bardak suyla ıslat ve karıştıra karıştıra iki taşım kaynat. Boşaltılan paketi çöpe at ve çorbanız geldi! Zahmetsizce, birde tavuk suyuna olanları var. O nasıl tavuk suyu ise, tavuk bile suyunun pakete girmesinden hoşlanmamıştır ya!
Bu arada yazım kimseyi rencide etmek için yazılmamıştır. Değişen yaşam koşulları, zaman ve çağ gereği ilerleyen teknoloji, globalleşen dünyamız ve biz, bugüne gelinmesi kaçınılmaz tabi ki!
Eskiyi devam ettirme çabası değil derdimiz, eskiyi anma muhabbetimiz...
22 yorum:
Hayır nur' cum. Tabii ki hazır tarhana ev tarhanasının yerini asla tutmaz. Yanına bile yaklaşamaz.Ne güzel anlatmışsın. Ritüeli güzel. Yemesi güzel. Hiç yapmadım. Cesaret cüret edemedim. Ama etrafımda hep yapan bulundu ve yüz kızartıp istedim. Ellerine sağlık arkadaşım. Allah sağlıkla yemeyi nasip etsin.
İyi hafta sonları.
Bende hiç cesaret edemedim tarhana yapmaya ama köyden getiren komşularımızın da ikramlarını ASLA geri çevirmedim. Yaş olanını da kuru olanını da çok severim.
Ama haklısınız ne yazık ki çocuklarımız bunlardan bihaber olacaklar birçok şeyden oldukları gibi.......
sevgilerimle Nur hanım
Tarhana'yı biz de her yıl yaparız.Bir çok komşumuz da yapıyor.Yöresel bazı farklılıklar gösterse de soğuk bir kış günü içilen sıcacık bir tarhanadan daha hoş ne olabilir diye düşünüyorum :)
eski alışkanlıklar çok dramatik şekilde paketlere girip birde yetmez gibi Tv Dergilerde boy boy reklamlanıyor.
herşey çok acı nurcum :((
ama ben ne olursa olsun Kadına- Anneye çokkkk İŞ ve Görev düştüğünü şiddetle SAVUNUYORUM.
2 Oğlum var ve bir kız evladı kadar bilgi ve donanıma sahipler !
yani verince aldıkları mutlaka oluyor.
BİRAZ ZAHMET EDİP !! GELENEKLERİME SAHİP ÇIKMAK GEREKMEZ Mİ?
afiyetler olsun canım benim..
sağlıkla yemek nasip olsun
KOMŞUDA PİŞSİN BİZEDE DÜŞSÜN :))))
Nurcuğum ellerine sağlık, afiyetle ye. Hakikaten zordur bilirim annem yapardı genç kızlığımda, evlendikten sonra kayınvalidem sağolsun hem benim hem annemin tarhana ihtiyacını karşıladı, hem de Antalya usulü içine nohut unu da katılmış olarak. Şimdi yaşlandı yapamıyor ama elti, görümce sağolsun yine sebepleniyorum. Ne de lezzetli olur kış soğuğunda içine haşlanmış nohut ve sarmısak ilavesiyle...
Sevgiyle kal...
Kışın ayazın yanaklarımızı yalayıp soğuttuğu bir günde sıcacık dumanı tüterken varsa bir de yanında kurutulmuş biber hafif yağda kızarmış şekilde en kral sofra silinir gözümden..Sağlıkla, neşeyle yemeniz prenses'e de vitamin olması dileğimle..
Tüm Anadolunun ortak tadı tarhana,yöresel bazı farklılıklar olsa da.O kadar güzel anlatmışsınız ki,kendimi tarhana yapar buldum.Ellerinize sağlık,afiyetler olsun.Sevgiler...
Asu'cum,
çok teşekkür ederim, yüz kızartmak değil senin ki yapanların sana seve seve verdiklerine eminim.Aslını sorarsan cesaret etmek de çok gereksiz bana göre.
Nazlı'm,
canım benim, hiç cesaret etmeye de deneme derim. Evet çok güzel bir lezzet ama değermi ben bile bunca yıl karar veremedim.
Sevgili Yurdanur,
Hoş geldin, gerçi izliyiciler bölümünde hoş geldiniz dedim ama dönüş yapamadım, çünkü bazı bloglar dönüşe izin vermiyor, yani anlayacağın linkini bulamadım. Şimdi yorumundan sonra ulaştığımda girebildim bloguna.
Tarhana yöresel farklılıkları olsada sonuç dediğin gibi lezzet durağı.
Nunu'm
canımın içi, "geleneklerimize sahip çıkmak" eee haklısın da benim kızlarım bile aşamalarını bilmezler, nasılsa yapılıyor ya.
Komşuya düşer tabiki:)) hem senin o güzel sofralarında süslenmiş bir şekilde yerini almazsa üzülür sonra benim tarhanam.
Leylak Dalı'cım,
tarhana sevdiğine sevindim, çünkü artık unutulmak üzere olan bir çorba türü, onca değişik çıkan çorbalardan sonra. Hepsinin yeri ayrı aslında. Sen şanslı olanlardansın daha yapanların olmasından dolayı.
Şeniz'im
Ne kadar güzel içime davet ediyorsun, kışı beklemeden içesim geldi. Daha bir pişirim bile yapmadım da:))
Sevgili gökçe,
çok teşekkür ederim, anadolunun ortak tadı gerçekten en güzel ifade bu. Kolay gelsin:))
Hepinize yürekten sevgiler...
Ah komşum, Nurlu kadın,
Ne özel şey gerçekten tarhana ve ne doğru şeyler söylemişsin. Ben o tarhana yapılan evlerden birinde büyümedim. Annemin hiç merakı yoktu öyle şeylere. Komşularımız yaptıkça çok özenirdim. Yine de neden onca yıl bekledim bilmiyorum. Artık tarhana yapmadan yaz geçirmek istemiyorum. Bugünlerde hava çok sıcak, zararı olur mu bilemedim. Geçen yıl Münevver'ciğimin önerisiyle 8-9 gün kadar bekletmiştim. Bugün bir parçasını kurutmaya başladım, bir kaç seferde yapacağım bu işi çünkü farkı görmek istiyorum. Bu belki de sonraki yıllar için önemli bir deneme olur benim için.
Tijen'cim,
kolay gelsin canım. O güzel ellerinden harika bir tarhana çıkacağına eminin, tıpkı geçen seneki gibi.
Epey bir süredir kendi tarhanamı kendim yapıyorum. 5 gün mayalandıktan sonra bugün serme aşamasındaydım, ne tesadüf!
Havalar birden soğursa, ortada sürünür diye korktum.
Ama ben başlangıç aşamasını da, ufalama kısmını da parçalayıcı kullanarak yapıyorum Nur Hanımcım...
Vitamini kaçar mı sahiden? Sonuçta kevgirde geçerken de metal arası bir parçalanma söz konusu.
Bence yormayın kendinizi bir dahaki sefere...
Sevgili prensesiniz ve ailenizle birlikte sağlık, sıhhat içinde yemek kısmet olsun..
Ellerinize sağlık..
Sevgilerimle...
ohhh mis gibi bayılırım tarhanaya etrafta yapan yokki böyle güzel dışardan satın alınanlarda su gibi ne tadı var ne kokusu
ellerine sağlık ablacım:))
sevgiler...
Sevgili Zeugma,
kolay gelsin:)) sevindim koca bir aile ile yapar gibi oldum şimdi. Tijen'cimlede geçen yıl aynı zamana denk geldi bu yılda.
Şu bıçak konusu için sağolasın, hani şu bizi şaşkına çevirenler var ya!
işte onlardan duymuştum bıcak değen yerde vitamin ölürmüş:)) neyimizi bıçakla yapmıyoruz onu da bilmiyorum. Bu konuda haklısın ve seneye aynen parçalıyıcı kullanıcam çünkü bu yıl beni çok yordu.
Senin de ellerine sağlık, ne güzel daha tarhana yapanların olması.
Havalar bu gidişle soğumaz sanırım ama zaten en güzel tarhana Eylül'de olur derler, diyenlerin yalancısıyım.
Sevgiler...
Şekerperim,
buyur gel canım, işte etrafda yapılıyor:))
Sevgilerimle...
Ay şimdi pek heveslendim. Bu sene yapmayacağım diye kestirip atmıştım evdekilere. Bir kez yaptım o da zor geldi. zahmetinden çok temiz kurumasını sağlamak uğraştırdı. Ben de parçalayıcıda yapıyorum ve vitamin konusunda Sevgili Zeugma'la aynı fikirdeyim. Daha önce hep annem yapar biz yerdik afiyetle. Şimdi sizleri okuyunca bu sene de yapmaya karar verdim. Unuttuğum ayrıntıları sorabilirim sana di mi:)
Afiyetle yeyin canım yapan ellerin dert görmesin.
Sevgiler
Haydi Çınar'cım hep bilikte:))
Tabi sorabilirsin canım, elimden geldiğince.
"Hayır" parçalayıcı kullanacağım artık tabi ki, daha güç müç yok, kalmadı artık. Bu yıl geçti ama olsun.
Sevgiler
Anneciğim de yapardı..
Bizimkiler nedense yapmıyorlar bu güzel çorbayı.Buralarda genelde yoğurtlu çorbalar gözde:)
Fakat Çandarlı'daki teyzem kendini tarhanaya adamış durumda.Sağolsun yapıp gönderiyor.Yarınki menüde olmalı:)Babama diyeyim:))(Babam yapar yemekleri:))
Oğlumun kış 'kurtarıcısı' hazır mı?;-) Bu senekini kaçırmam valla, bıçak mıçak değmemiş tarhana nasıl oluyormuş bir deneyelim bakalım. Oh temiz temiz de, miss gibi...:)
Ellerine sağlık anneciğim, ama bana yüz tane çanta dik de, tarhana yap deme!:) NuNu'nun oğulları bile öğrendiyse, bunu söylemek ayıp oluyor gerçi ama...;-))
Öperiz...
sevgili Nur abla,
ben şanslıyım :) hem annem hem kayınvalidem saolsunlar bizim içinde bol bol yapıyorlar dolayısıyla bizde şimdilik hazıra konup mis gibi tarhanamızı içiyoruz :)
ilerde umarım bende yaparım çünkü seninde dediğin gibi hem çok lezzetli hemde çok besleyici hele ramazanda benim vazgeçemediğim tek yemek :)
ellerine sağlık afiyetle için :)
En sevdiğim çorbadır Tarhan pişirmeyi beceririm de kendisini yapmaya hiç cesaret edemedim:((
Öğrenmek istiyorum ama en azından denemek sevgili Nur'cum.
Ellerine sağlık kimblir ne güzel olmuştur tarhana.
Keşke de eskiyi devam ettirebilseymişiz bazı konularda.özellikle gelenek,örf ve adetlerimizde,kendi değer yargılarımızda.Belki o zaman herşey daha farklı olurdu.Bu arada çok sevdim tarhana hikayenenizi sevgili Nur Ablacığım.Güle güle afiyetle,sağlıkla yiyiniz.ellerinize sağlık.
Merhaba, öyle oradan oraya atlarken buldum blogunuzu, ben her yıl küçücük balkonumda yapıyorum tarhanamı, sevgiler:)
Yorum Gönder