Göz yorgunluğu ile tansiyon dengesizliği birleşince bir haftaya yakın zamandır ara vermek zorunda kaldığım blogumun postlarına yorum yapan dostlarımın yorumlarını cevaplayamadığım için çok özür dilerim ve ayrıca yorumları için de her birine ayrı ayrı teşekkür ederim. Bazen dinlenmek istiyor bedenimiz, her ne kadar "yürü hadi" desekte "mola" diye bağırıyor avaz avaz. Sesi fazla çıkınca da beyne ve yüreğe rağmen dinliyoruz çaresizce...
Sevgili arkadaşlarım Asuman'cım ve Hüseyin Usta "eşyalar ve onların bize hatırlattıkları ve hissettirdikleri" adlı bir mimle beni hatırlamış olmalarından dolayı kendilerine çok teşekkür ederim.
Bu mim'i bazı bloglarda okuduğumda, ister istemez bana gelmesi halinde "ne olabilir" diye düşünmüştüm ve ilk aklıma gelen anısı çok değerli ve bizim yıllardır kahrımızı çeken tv sehpamız olmuştu. Yani mim bana gelmeden evvel yerini hazırlamıştı...
1972 yaz Olimpiyatları o yıl Ülkemizde çok yeni olan televizyonlardan canlı verilecekti. Ben o yıllarda çoook çok değerli bir patronu olan Yeni Kontrplak (Kelebek Mobilya) da çalışmaktaydım. Evliliğimin ilk ayları olması, daha önemli eksiklerin bulunması, televizyonun çok yerleşik olmaması dolayısiyle Tv almayı düşünmek şöyle dursun, aklımıza bile getirmiyorduk. Temmuz ayının ilk haftasıydı (asla unutmam) Fabrikanın büro kısımlarının bulunduğu orta salona bir sürü koliler geldi, aslında gelen tüm yükler, koliler direk fabrika kapısından girerdi. Kolilerin bantları ve etiketleri arasından televizyon reklamları gözüküyordu. Merak sarmıştı bizi servis müdürleri ise hafiften gülümsüyor ama hiç bir ipucu vermiyorlardı.
Öğlen paydosunda yemek salonunda (o mükemmel patron hep bizlerle yemek yerdi) patronumuz yemekten sonra ön salonda toplanmamızı istemişti. Toplandığımızda servis müdürlerinin gülümsemelerinden hoş bir şeylerle karşılaşacağımızı tahmin etmiştik ama bu kadar hoş bir süpriz hiç beklemiyorduk. Büro personeli olarak 17 kişiydik ve önümüzde 17 televizyon kolisi duruyordu. Patronumuz yurt dışından 17 adet Shap-Lorenz marka 67 ekran televizyon getirtmişti. O günkü değeriyle 5.300 tl'sıydı, ince düşünceli patronumuz 700 Tl de nakit elimize verip anten ve bağlatma masraflarınıda karşılamıştı. Tüm personel 6.000 tl borçlanmıştık firmamıza, "önemli değil" demişti patronumuz "herkesin maaşı nisbetinde bir yıl, üç yıl ne kadar zamanda ödeyebilirseniz" diye de ilave etmişti ve "sehpalarınızda benden hediye yakında onlarda gelecek" diyerek şaşkınlığımızı arttırmıştı. Dediğim gibi çok mükemmel, çok değerli bir insandı. Eğer yaşıyorsa daha nice sağlıklı yılları olsun, ebediyete intikal ettiyse huzur içinde yatsın...
Yeni Kelebek konrtplak Fabrikası yine o yıl Düzce'de bir fabrika açmış ve Türkiyede ilk kontrplak üzerine baskılı mobilya yapımını başlatmıştı. İlk baskılı mobilya olarak da deneme mahiyetinde tv sehpaları üretmişti ve çok da (hatta şimdilerde bile o derece kaliteyi yakalayamayan) başarılı olmuştu. Bugün "Kelebek Mobilya" diye bilinen firmanın ilk mobilyasını denemek ve yıllarca kullanmak, tarihini evimizde yaşatmak ve tarihinin birebir içinde olmak benim için çok fazla hassasiyet ifade eder...
Tv sehpamız geldiğinde üzerine yerleştirdiğimiz siyah-beyaz televizyonumuz ile bir karesini bile kaçırmadan izlediğimiz 1972 yaz olimpiyatları belkide onca seyrettiğimiz renkli olimpiyatlardan çok daha renkliydi.
Yıllarca televizyon taşıyan sehpamız geçen yıllar içinde, değişen mobilyaların sonucunda asli görevini bırakıp çeşitli yerlerde kullanılmaya başlandı. Onca çektiği eziyete rağmen yıpranmıyordu ve hatta halen eskimiş bile değil. Kah müzik seti taşıdı fotoğraf çerçeveleriyle yanyana kah mutfak dolaplarına yardım etti, gün geldi ardiyede raf işini yüklendi. Olmadı yine çıktı ardiyeden evlere giren ikinci televizyona asıl işi olan sehpa vazifesine başladı. Bir ara dikiş makinamı taşıdı, bir ara kızımın bakliyat kavanozlarını. Zaten küçük kızımla bizim evin arasında mekik dokuyordu, bu gidiş gelişlerden başı çok dönmüştür sanırım. Eşlerimiz bıktı arabayla bir oraya bir buraya taşımaktan, sonunda söylenmeye bile başladılar.
Çok değerli anılarıyla, eskiye sahip çıkmayı seven kızlarımın ve benim eşyalarımızın içinde çok değerli bir yeri vardır. Şimdilerde küçük kızımın çalışma odasında, kitaplıklarına sığdıramadığı arta kalan kitaplarını taşımakla görevlidir kendileri...
"eşyalar ve onların bize hatırlattıkları ve hissettirdikleri" mim'ini bana hatırlattıkları ve çok şey hissettirdiği için severek yazdım. Unutulmayacak bu anımı yazmama sebep olan Sevgili arkadaşım Asuman'a ve böyle güzel bir mim'i başlatana çok teşekkür ederim...
Ve bu güzel mim'i Sevgili Çınar'cıma ve Sevgili Özlem'cime paslıyorum, severek yazacaklarından eminim...
24 yorum:
Kelebek Mobilya' nın biz dört kardeşin yaşamında yeri o kadar çoktur ki. Bir ikili kanepeyi en az otuz sene kullandık. O dönemde ne kadar sağlam mobilyalardı.
l972 de bizde TV. yoktu. Apt.karşı komşumuz yazlıktaydı ve anahtarlarını bize bıraktılar. Baştan sona seyrettik.
İşte sana ortak anılar. Patronunun jesti gerçekten çok hoşmuş.
Bu mim gerçekten bir nostalji dalgası olarak yayılıyor. Çok hoş şeyler okuyoruz bu sayede.
Çok teşekkür ederim Nur' cum ricamı kırmadığın için.
Sevgiler...
Eşimin yıllardır itirazlarına ve evde istememesine rağmen, bin bir oyun çevirip yine de çaktırmadan eve aldığım bu tv sehpasının, böyle bir hikayesi olduğunu ilk defa duyuyorum.:) Meğer ne güzel bir anısı varmış! Ben de tüm hikayesi benim yaşamıma girdikten sonra başladı sanıyordum.:)) Anne bir şey itiraf edeyim mi; 10 yılı aşkın süredir bu sehpaya bakıp, nasıl yapsam da onu farklı bir tasarıma dönüştürsem diye hayaller kurarım. Hayallerimde kaç defa beyaza boyadım, raflarına beyaz sepetler yerleştirdim. Bazen üstüne mozaik resimleme yaptım, bazen zımparalayıp ham bıraktım... I-ıh, olmadı! Elim bir türlü bunun orijinalliğini bozmaya gitmedi. Meğer bu yüzdenmiş.:)Kelebek Mobilya'nın ilk TV sehpası buymuş demek ki. Bir de sen her baktığında sana dünya iyisi bir insanı anımsatıyormuş. E söyleseydin ya baştan!:)))
Akıp giden zamanların,mirası bize bu eşyalar,
çok keyifle okudum..
yüreğinize sağlık.
Sevgili Asu'cum,
ortak noktalarımız benim için çok değerli canım. Yaşadıklarımı yaşamış olmanı çok seviyorum.
Bu güzel mim içinde teşekkür ederim.
Yavrusu sanırım bilmediğin geçmişten gelen çok şey daha var,hayatın kargaşası belkide bazı şeylere izin vermiyor Ona iyi bak yavrum gerçekten çok değerlidir.
Balkahve'cim
teşekkür ederim canım, akıp giden zamanı hatırlatan eşyalarımız, anılarımız olmasa yaşamadık sayarız kendimizi belkide!
Sevgilerimle...
Can dostum;
Öncelikle geçirdiğin rahatsızlık için geçmiş olsun, bir daha tekrarlamasın derim.Öyle ya da böyle bizlerin ufak rahatsızlığında dahi zihnimizde ne tür senaryolar çizdiğimizi bilenlerdenim.Laf aramızda, ertesi günü göremeyecekmişiz gibi senaryolar bunlar.Çocuklar duymasın...
Kelebek mobilya bir zamanlar hepimizin hayatına bir şekilde girmeyi başarmış bir firma.Benim evimde de sallanır koltuklarından mevcuttu. Demek ki benim candostumun firması üretmiş onları ve ben de onun için vazgeçilmezlerim arasına kaydetmişim "kelebeği".Varmış bir nedeni...Emekli olduğumda ilk işim eşyalarımı değiştirmek için o mağazaya gitmek olmuştu.Teşekkürler sana ve kelebek'e ve güzel gönüllü patronuna.Sevgilerimle.
Sevgili yaşamın kıyısında size mim geldiğini bilseydim bana gelen mimi
size gönderip zahmete sokmazdım,anınızı o kadar güzel kaleme dökmüşsünüzki,kelebek mobilyanın değeri bir kat daha arttı,bence bu güzel yazı karşılığında kelebek mobilyanın evinizin tüm mobilyalarını yenilemesi gerekir.sağlıcakla kalın.
Can dostum,
ne kadar haklısın güzel arkadaşım, beni ne kadar iyi anlıyorsun, aynen öyle yani çıkmıyacak gibi değilde ellere kalacak gibi hani:))
Kelebek mobilyanın temeli çok sağlamdır şimdikiler bozmaya uğraşsa bile sanırım bozamazlar.
Çalıştığım firmaların içinde de hiç unutamadığımdır.
Sevgili Hüseyin Usta
işte miminize çabucak bir cevap ve teşekkür ederim.
Yeni Kelebek Mobilyanın ilk sahibi
Dündar Buharalı'dır.Çok sonraları
Şarık Tara'ya satıldı o zaman ben orada çalışmıyordum. Benim patronum dünyanın en iyi insanıydı 80 lerden sonra değişen iş hayatı onu çok yıprattı ve Türkiye'de duramadı. Yurt dışında bir yere yerleştiğini duymuştum.
Ama Kelebek Mobilyanın temelini sağlam attı gerçektem.
Sevgiler...
Nur'cum yazmaz mıyım zevkle, bu arada geçmiş olsun dikkat et kendine olur mu?
Sevgilerimle...
Öncelikle geçmiş olsun,tv sehpanız ile ilgili anlarınızı öylesine güzel yazmışsınız,severek okudum.Yüreğimize yer eden nesneler ve canlar an ve anda olsa hiç unutulmuyor.Sevgiyle kalın...
Çok güzel bir tarih gezintisi yaptırmış oldun bize Nur Hanım... Teşekkür ediyorum... En çok da sevimli patronunuza takıldım... Bu tür sevimli ve sorumluluk sahibi patron hikayelerini duymaz oldum artık... Nesli mi tükendi, yoksa trend mi değişti bilemiyorum... Ama seven, sevilen, sevindiren patronlar yok gibi artık... Selam ve hürmetler.
Herkesin yaşamından bir Kelebek mobilya geçmiş demek :))
çok geçmiş olsun..
Harikaa yaa.. Ne kadarda sağlammış. çok hoş bir anı olmuş
Özlem'cim teşekkür ederim daha iyiyim, yazacağına eminim güzel ama di mi?
Nehire'cim
çok teşekkür ederim canım, haklısın yüreğimize yer eden anlar, anılar ve canlar hepimiz için hep varolsun.
Güzel kaptanım,
oldukça eski bir tarih hemde. 31 yıl çalıştım 13 işyeri değiştirdim ve ben öyle bir patrona hiç rastlamadım. O zamanlar olmayan şimdi nereden olsun. O patronum aynı zamanda nikah şahidim, bizzat kendi koluma bilezik takan yetmedi düğünün ertesi günü sirket adına evime kurdalelerle süslü buzdolabımı gönderen. Zaten 80 sonrası da yapamadı Türkiyede, bıraktı yurt dışına yerleşdi.
Sis'cim,
sende mi?
Berrin'cim,
çok teşekkür ederim daha iyiyim, eh artık yavaş yavaş yoklama başladı.
Şeniz'cim
Ya sen nerelerdesin ne face ne blok?
unuttun beni sandım:))
Hepinize sevgilerimle...
çok geçmiş olsun ne güzel anılar dı ilk televizyonumuz..1972 lerde hatırlarım siyah beyz televizyonu..mahallede bir kaç kişide olur komşular birbirine giderdi..hem tv seyredilir hemde sohbetler edilirdi şimdi nerdeyse her odada bir tv var ama sohbetler yok..sevgilerimle..
Sevgili Bilge'cim,
Oysa ne çok isteriz sıcak dostluk, tatlı muhabbet, gerçek sevgileri di mi?
Hepsi Tv'nin içine girde, girince de şekli değişti:(
Çok teşekkür ederim.
Sevgiler...
Nur'cum çok geçmiş olsun canım iyisin şimdi değil mi?
Çok güzel bir yazı olmuş bu. Aynı şekilde, eskiyip eskiyip te gönlümde baş köşeyi süsleyen eşyalarım olmuştur benim de.
Zevkle yanıtlayacağım en kısa zamanda. Teşekkürler canım
Sevgiler
İyiyim Çınar'cım teşekkürler canım.
Başköşeyi süsleyen eşyalarınla ne kadar güzel bir yazı yazarsın eminim.
Sevgiler
bende o yıllarda ,babam Kıbrıs'ta görevli olduğundan annemle dedemlerde kalıyordum. tv yayını olan hergece ,komşulara gidip orada merakla seyrediyordum.Sevgili dedeciğim sonunda kıyamadı bana ve bir gün bir televizyonla geldi eve.Çocuk kalbim ne kadar sevindi anlatamam.Yazınızı okuyunca canım dedeciğimi andım hasretle.Onun için size de teşekkür ederim.sevgiler.
:))))
Hatırlamazmıyım,
hala komşu annelerimize gittiğimizde bir bakarım Tv ile ! beraber durduğunu görüp çok gülümserim :))
Güzel yıllardı Aslında Nurcuğumm.
herşeyin bir anlamı gerçektende..
çok şey anımsattın bana canım..
sevgiler..
Çok keyif aldığım bir yazıydı,teşekkürler :)
Sevgili Beyazperde,
öncelikle hoşgeldin ve ne kadar güzel bir blog ismin var.
Bir güzel anını hatırlattığım için bende çok mutlu oldum.
Nunu'm
canım benim, olmadı be canımcım, oysa ne kadar özledim bir fincan nunu kahvesini. Ama dur! kendim için illa bir gün!!!
Sevgili Asortik'cim,
Ben teşekkür ederim canım, keyif verebildiysem mutlu olurum ben.
Hepinize yürekten sevgiler...
Nur ablacım çok geçmiş olsun.umarım şimdi daha iyisinizdir.Anınızı büyük bir keyifle okudum.ne mutlu sizlere.Kelebek mobilyayı bende severim.Daha uzun yıllar eminim işinizi görecek sehpanız.Sağlıkla,huzurla,mutlulukla ailecek nice yıllar geçirmenizi diliyorum.sevgiler.
Teşekkürler sevgili Kamikaze, daha iyiyim.
Bende sana ailenle ve tüm sevdiklerinle nice yıllar dilerim canım.
Sevgiler...
Yorum Gönder