Cumartesi, Şubat 07, 2009

İSTANBUL İSTANBUL OLALI


Sevgili Yavrum Geveze kalem çok güzel bir konuda beni mimlemiş.
Mim konusu " İstanbul'dan neler gitsin, neler gelsin?"

Aslında tek satırlık bir cevabım olur da! bu satırın içine giren kelimeleri seçme özgürlüğüm yok. Yada kırıcı olma, saygı sınırlarını zorlama durumuna düşmek istemem.
Delikleri biraz büyük elek kullanarak, beni en çok rahatsız edenleri ve çok özlediklerimi yazmaya çalışacağım.

"İstanbul İstanbul olalı, hiç görmedi böyle keder" diyen Sezen Aksu'ya karşı ben, "İstanbul İstanbul olalı, hiç görmedi böyle çöplük" diyerek.

* İstanbul'un tüm caddelerini, sokaklarını, parklarını, piknik alanlarını, hatta çöp bidonlarının dibini saran çöpler başta olmak üzere. Adımbaşı ayaklarımıza dolanan boş sigara paketleri, izmaritleri. Kullanılmış atılmış kağıt mendiller, yiyecek ambalajları ile İstanbul'u çöplüğe, yaşamımızı mikrop yuvasına çevirmeyi başaranların, çöp toplayanlarla yarış halinde olanların tümü gitsin.
*Ve bu çöplüğe katkı sağlayan naylon poşetler de gitsin. Kese kağıtlarımız, filelerimiz, bez torbalarımız geri gelsin.
* Çeşmelerinden kana kana, hiç art düşüncemiz olmadan içilen sularımız geri gelsin.
Ortalığı kasıp kavuran su bidonları, pet şişeler ve bunları taşıyan; kaldırım, bahçe, park tanımadan kendini yolların fatihi ilan eden motosikletler gitsin.

"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer."
Diyen değerli şairimiz Yahya Kemal Beyatlı şu tepelerimizi bir görse ne der acaba? Bulabilir mi? böyle şiir yazmak için bir tepe.
Muhteşem yedi tepesi bulunan İstanbul'umun ne yazık ki artık bir tepesi yok!

* Tepelerdeki tüm meskenler gitsin. Yemyeşil tepelerim geri gelsin.

Eskiden balıkçı motorları vardı. Boğazın belirli yerlerinden sabahları balığa çıkan. "tıkı tıkı tıkı" diye çok bağırtılı olmayan sesleri ile taze balıklarını getirmek için yol alan. Küreklerin çektiği kayıkların sahillerini süslediği masmavi deniz. Boğazın iki yakasında süzüle süzüle kayan vapurlarımız. Ahşap iskelelerimiz. Vapur biletlerini alırken hatır sorduğumuz iskele görevlileri.

* İstanbul'un denizlerini mazotları ile kirleten, balıklarımızın zehirlenmesine sebep olan O devasa garip "yolcu motoru" mu ne? diyorlar. Başında, kalkana kadar avaz avaz bağıranları dahil tümü gitsin.
Üstünde pet şişelerin yüzmediği, içinde balıkların oynaştığı masmavi denizimiz, boğaz vapurları, ahşap boğaz iskeleleri, kayıklarımız gelsin.

* Sokak başı açılan hipermerket, süpermarket, şu market, bu merketlerin (en çok da bizim sitenin içinde açılan) tümü gitsin. Doyumsuzluğun sınırları zorladığı yeteri kadar alışveriş merkezleri var zaten.

"İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı
Önce hafif bir rüzgar esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda"
Orhan Veli şimdi gözlerini kapıyarak İstanbul'u dinlese duyar mı? ağaçlarda sallanan yaprakların sesini.

* Trafiği tıkayan, kulakları tırmalayan, gürültüye vargücüyle katkı sağlayan, kornaları yayalarla iletişim kurmaya çalışan tüm minibüsler ile yayaları, görme zahmetine katlanmayan tırlar,kamyonlar gitsin.
(Garip kaçmasa, faytonlar gelsin diyeceğim neredeyse)

* Gereksiz sabahlara kadar ışıklandırma ile "biz burdayız" reklamı yapan işyerleri gitsin. Gecenin üçünde hiç kimse ne kırtasiyeci arar, ne lahmacuncu, ne de baklavacı. Enerji açığını kapatmaya çalışıyoruz sanki.
Bu ışıklandırmadan utanarak saklanan Mehtap, "bizler burdayız" demeye çekinen yıldızlar geri gelsin, pırıl pırıl parlasınlar gökyüzünde.

*Bir de benim başkanım olmayacak ama!
Üsküdar için iyi olacağına inandığım Üsküdar Belediye Başkanlığına LEVENT KIRCA gelsin...
En azından İstanbul'un gülümseyen bir ilçesi olur.

Gitsin, gelsin isteklerim bu kadarla sınırlı değil de elekten geçenler bunlar işte...

Sanırım bu konuda Sevgili NUNU'm ve Sevgili adaşım, arkadaşım SENNUR'un söyleyecekleri de çok değerlidir.

9 yorum:

Belgin dedi ki...

Istanbulu hic görmedim ama onu Orhan Velinin siirdeki haliyle cok sevmistim. Bir aralar gelip görmek istiyordum ama simdi karar veremiyorum.
Galiba ben onun hayalimde canlandirdigim gibi kalmasini tercih edecegim.
Sevgiler

NzlGl dedi ki...

Yüreğinize , ağzınıza ve aklınıza sağlık.
Ne kadar güzel anlatmışsınız. Bence kelimelerin bittiği yer burasıdır.
Sağlık, huzur ve neşe dolu bir hafta sonu diliyorum
sevgilerimle

Unknown dedi ki...

Sevgili Nur Hanım yazınızı okuyunca İstanbul'a olan özlemim bir kat daha depreşti.Bursaya yerleşeli 18 ay oldu ve daha canım İstanbuluma gitmek nasip olmadı.Yazı sabırsızlıkla bekliyorum yüreğinize sağlık,mutlu hafta sonları dilerim sevgiler...

Haccecan dedi ki...

istanbul kaldırabileceğinin çok üstünde insanlara ev sahipliği yapıyor... bu yükü ne kadar taşıyacak bilmiyorum...
düşüncelerinize katılmamak ne mümkün?

Primarima dedi ki...

kendini yolların fatihi ilan eden motosikletler gitsin.
Ne güzel yazdınız böyle.Yazınızdaki her bir maddeye katılıyorum keşkee diyorum:)

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

ahh özü güzel
gördükleri güzel KADIN :))
BİLMEZMİSİN Kİİ :
^^ GİDENLER DÖNMEZ ^^
DÖNMEZ...
DÖNMEZ.......
HERKESE SENİN GÖZLERİNDEN BİR ÇİFT ARMAĞAN EDİYORUM.
:))
MİM için teşekkürler.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Gel Belgin'cim gel,
İlk gelişte koskoca bir şantiye ile karşılaşsan bile gel.
Çünkü İstanbul direniyor, tüm olumsuzluklarına karşın öyle gizli bir güzelliği var ki! pişman olmazsın...

Sevgili Nzıgı,
Hoşgeldin, Teşekkür ederim ve bende güzel bir pazar ve güzel bir hafta dilerim...

Derya'cım,
Duygularını çok iyi anlıyorum. İlk fırsatta gelmeni umud ederim.
Başa çıkılmaz bu İstanbul sevdası ile, çok iyi bilirim...


Sevgili Haccecan,
Doğru söylüyorsun..
İstanbul'un yükü ağır ve direniyor, bakalım nereye kadar...

Sevgili Ebru
Pusetle kaldırımda giderken yanımızdan geçen, siteye girince yeşilliklerin daha kestirme olmasından tercihini bu yönde kullanan.v.s. Ama ne yazık ki gitsinler elimizde değil işte...

Canım Nunu'm
Bilmezmiyim gidenlerin dönmediğini aaahh bilmezmiyim. Gönül işte istiyor.
Elimizde kalanlar beni götürür götürmesine de, ya gelecekler Çocuklarımız, torunlarımız.
Herşeylerini çaldığımız gelecek nesil...

Sevgilerim sizlerle...

NuR dedi ki...

Sevgili Nur, dile getirdiklerin vede benim de gönlümden geçen getiremediklerinde çok haklısın. Koltuk ve rant kaygısı ile telef edilen ve böylesine direnen bir başka kent örneği var mıdır diye hep düşünürüm. Öyle muhteşem bir şehir ki, ne yapsak güzelliğini silmekte başarılı olamıyoruz.Alt yapısı olmayan sistemsiz bir ülkenin bu muhteşem kentini çoook seviyorum.
Sevgiyle kal

neseersoy dedi ki...

Ne güzel dile getirmişsiniz size tüm yüreğimle katılıyorum.
Ruhunuza ve düşüncelerinize sağlık.
Sevgilerimle

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...