Pazar, Şubat 15, 2009

Ö N Y A R G I

Fazlasıyla ÖNYARGI'ya sahip olanların asla kontrol altına alamadıkları bir duygudur.
Akıl ile dil arasındaki iletişim zorluğudur, aklı aldatan erken yargıdır. Düşünen canlı dediğimiz her insanda her duygu gibi önyargı da mevcuttur. Kontrol altında tutulması sadece hoşgörü ve sabır ile frenlenir.
İnsanın kendinle olan savaşı gibidir. Ne yazık ki önyargıya fazlasıyla sahip olanlar yada hoşgörü ve sabır duygularına fazla önem vermeyenler bu savaşta mağlup olurlar. Olurlar olmasına da! önyargılarına önyargı ekleyerek galip olduklarına inanırlar.
Sadece kendi iç savaşlarıdır, onlara dışarıdan müdahale etmek olanaksızdır.
İnsanın doğrusu inandığıdır, bunu değiştirmekte kendi doğrusuna inanmaktır.
Bir başka açıdan bakıldığında; bir insanın önyargısını kabul etmemek, kendi önyargısını kabul ettirmek değilmidir?
Burada sabır devreye girmeli ve önyargıyla yaklaşımın sonu beklenmelidir. Ya da hoşgörüyle önyargılıyı kendi savaşına bırakılmalıdır. (Her ne kadar sonunda önyargısını görüp, yine de kabul etmeyenler olsada)

Her insanın nedenleri değişiktir, onun iç dünyasını, sebeplerini öğrenmeden önyargısına olumsuz yaklaşım da önyargıdır.

Düşünen canlı dediğimiz insan; bencil olmadan gerçek anlamda düşünmeye başlarsa belki de herşeyin daha kolay olduğunu görecektir.

***
Dr. Paul RUSKİN; öğrencilerine yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken onlara yaşamakta olduğu şu durumu anlatır:
“'Hasta ne konuşuyor ne de söylenenleri anlıyor. Bazan saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor. Zaman, yer yada kişi kavramı yok. Yalnız, nasıl oluyorsa, kendi adı söylendiğinde tepki veriyor. Son altı aydır onun yanındayım, ne görünüşü için bir çaba sarf ediyor, ne de bakım yapılırken yardımcı oluyor. Onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor. Dişleri yok, yiyeceklerinin püre halinde verilmesi gerekiyor. Gömleği salyalarından dolayı sürekli leke içinde. Yürüyemiyor. Uykusu sürekli düzensiz. Gece yarısı uyanıp cığlıklarıyla herkesi uyandırıyor. Çoğu zaman mutlu ve sevecen, fakat bazan ortada bir sebep yokken sinirleni- yor, biri gelip onu yatıştırana kadar da feryat figan bağırıyor.”'

Bu olayı anlattıktan sonra, Dr. RUSKİN; öğrencilerine böyle birinin bakımını üstlenmek isteyip istemediklerini sorar. Öğrencileri böyle bir şeyi yapamayacaklarını söylerler. Dr. RUSKİN; kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onlarında yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırırlar.

Daha sonra Dr. RUSKİN ders konusu yaptığı hastanın fotoğrafını öğrenciler arasında dolaştırmaya başlar. Fotoğraftaki, doktorun altı aylık kızıdır.

Dr. RUSKİN, Amerikan Tıp Birliği dergisindeki makalesinde, (günümüzde çok yaşandığı gibi) gülünç bir yanlış anlamanın insana nasıl tamamen farklı bir perspektif kazandıracağını anlatmaktadır.


Öykü atölyesi
Kelime oyunları
ÖNYARGI

12 yorum:

Unknown dedi ki...

Günaydın insanların çoğu sanırım önyargılı.Hani ilk görüş çok önemlidir ya bir kişiyi ısınamadınız
sa o kişiye hemen ön yargıyla yaramaz dersiniz,veya tam tersi ilk anda size çok samimi gelmiştir yine aynı ön yargıyla harika bir insan der
siniz.
Ama bazen o ön yargı o kadar yanıltır ki bizleri iyi dediğimiz kö
tü,kötü dediğimiz iyi çıkıverir.
Ön yargısız tanımaya çalışmak gerekli insanları,sevgiler...

Belgin dedi ki...

Nur Ablacim gene dökülmüs güzel kaleminden, güzel kelimeler.
Önyargi dedigin gibi anca hosgörü ve sabirla firenlenir. Hepimiz ugrasmaliyiz bunun icin. Dr. Ruskin´in anlattigi hikayeyi okurken, ben annesi veya babasidir diye düsünmüstüm ama bebek aklima gelmemisti.
Sevgiler

Derin Sularda dedi ki...

Sevgili Yaşamın Kıyısında, önyargı kelimesini her duyduğumda bu yazı aklıma gelecek, gerçekten çok teşekkürler.
sevgiler.

Primarima dedi ki...

Kontrol altında tutulması sadece hoşgörü ve sabır ile frenlenir demişsiniz ya işte yazının en çok burasını sevdim.
Harikaydı teşekkürler.

sufi dedi ki...

Sevgili arkadaşım Nur;
Annemin son durumlarını yeni yaşadığım için belki hikayeyi önyargılı okudum.Ama gerçek: bebek olunca, olay kafamızda nasıl değişiyor değil mi? Bir aya yakındır torunlarımla meşgulüm; altları bağlanıyor, kah ağlıyorlar, kah gülüyorlar.Anlaşılmaz şeyler geveliyorlar, hep bizlerin beslemesi gerekiyor, biz giydirip biz yıkıyoruz...Aynı Annemin son günleri gibi... Yaşlıların bebekliğe geri döndüğünü düşünmeme rağmen hikayenin böyle biteceğini hiç tahmin edemedim.Kendimi sınadım;torunlarıma davrandığım gibi aynı anlayış ve sevgiyle anneme davrandım mı diye? Kucağıma alamadım ama, galiba görevlerimi sevgiyle yaptım.Sana teşekkür ederim, beni sınava tutan bu hikayeyi yazdığın için.Sevgilerimle dilek.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Hoşgeldin Derya,
Evet haklısın, önyargıyla yaklaşım sukütühayal ile sonlanmasının hiçbir zaman unutmamalıyız. Sonrası çok üzücü oluyor.

Belgin'cim,
Çok teşekkür ederim nazik yorumun için.
Hikayeye gelince zaten amacı baştan anlatımla önyargıyla yanılgıya çanak tutmak.

Sevgili Dilek,
Güzel sözlerine çok teşekkür ederim.

Ebru'cum,
Bayılıyorum bu yorumlarına, yazının içinde benim özellikle severek kullandığım satırı bulup çıkartıyorsun ya!

Sevgili Can dost,
Ne mutlu sana ki, yapman gerekeni sevgiyle yapabilmişsin, vazifeni yapmanın huzuru sanırım sana huzur vermiştir.

Hepinize candan sevgiler...

NzlGl dedi ki...

Günaydın sevgili yaşamın kıyısında

Zaman zaman bu duruma düştüğüm oluyor. Ama bundan sonra siz ve yazınızla beraber hoşgörü ve sabrımı devreye sokacağım.
Çok teşekkür ederim kendi adıma
iyi haftalar dileğiyle
sevgiler

sibel dedi ki...

ben, kucagimda bir bebek varken bile aynı hataya dustum ya...yine cok isabetli bir hikaye olmus annecim.

Tijen dedi ki...

Çok sevdiğim bir arkadaşım var, Brezilyalı. Ne zaman birbirimize ailelerimizle ilgili şikayetlerimizi anlatsak diğeri hep "yargı yok" der, güleriz. (Ön)yargısız günlere...

Admin dedi ki...

Canim Arkadasim vallahi hic vaktim yok tum isleri biraktim ve bir dolasayim artik dedim.
Yazilarin konular torunlar hepsi harika yine bitiremedim okumakla, devami sonra, ellerine saglik.
Sana cok cok sevgi ve selamlarimi gonderiyorum.

şeker pasta dedi ki...

İçten yorumunuz için çok teşekkürler ve Sevgiler...

Unknown dedi ki...

Bıraktığınız güzel dilekleriniz için teşekküre gelmiştim.sağlığım günden güne daha iyiye gidiyor çok şükür.
Yazınızı okurken neler hissettiğimi bilemezsiniz.
bir süre önce önyargı hakkında bende bir hikaye yayınlamıştım sayfamda.önyargının öylesine farklı bir boyutuyla karşılaştım ki şaşarsınız.yazılarını beğenip takip ettiğim bir sayfa sahibi ,gerçekte(sanalda değil)kırgın olduğumuz bir başka sayfa sahibinin tesiriyle bana tavır aldı.Düşünsenize hiç tanımadan yalnızca yine tanımadığı birinin söylemleriyle.
:))
halbuki yazdıkları hep insan ilişkilerinde sevgiye ,hoşgörüye dayalıydı ve ben keyifle okur yorum yazardım.
Şimdimi?yazdıklarını içine sindirememiş biri olduğunu düşündüğümden gitmiyorum artık..
işte buda önyargının sanal boyut:))
kişilere başkalarının penceresinden değil yürek penceresinden bakmak gerekli..
sevgiyle kalın.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...