Çarşamba, Ekim 14, 2009

BUGÜNE BAĞLANTILI BİR ANIM



Bir aydan fazladır çektiğim sancıların sonunda nur topu gibi bir boyun fıtığım oldu. Bel fıtığım büyüklüğünü gösterip, meydanı kardeşine bırakıp sinsi sinsi sessizliğe çekildi...

İki tertip aldığım kas gevşeticileri ile iğneler ve ağrı dindiricileri sonunda sağ kolumu mecbur olduğum işler dışında da kullanabilir hale getirdim. El ve kol uyuşmalarımı gecelere sakladım. Enseme ve sırtıma acı veren, hareketlerimi kısıtlayan kılıçlar bedenime daha az sızı veriyor artık. Gerçi sol gözümde ki buğulu bakış ile devamlı uçuşan kelebekler yerlerini çok sevmişler ki gitme gibi bir niyetleri yok.Doktor ablaları onlarında yakında gideceklerini, sıkışan sinirlerin özgürlüğe kavuşmasını beklediklerini söyledi. Benim sinirlerim özgürlüğe bira zor kavuşur ya! neyse...

Sonuçta; Birbuçuk ayın son iki günü en iyi olduğum günler oldu...
Ağrılarım, sızılarım, acılarım!!!

Özür dilerim; Yazı odam, arkadaşım, dostum, dert ortağım, arkadaşlarım, dostlarım. Sadece bir yazı yazmak istedim, giriş arabesk kurgusuna döndü...

"Acılarını paylaşırsan azalır, sevinçlerini yansıtırsan ışıtır." derdi babacığım...

"Kemik erimesi" hastalığımın seneyi devriyesinde durduğunu ve hatta azalmaya başladığını yıllık kontrol sonunda öğrendiğimde çok sevindim. Dr. ilaçlarımı muntazam kullanmamın bir sonucu olabileceğini söyledi. Artık beni saatlece hapşırtan burun spreyi yok, şimdilik calciuma devam. Çok sevindim, benim için önemliydi bu. İleri yaşlarda birinin desteğine ihtiyaç duyarak yaşamak oldukca zor ve acı verici...
Bu da sevincim!!!

Boşver yazı odam yazdığıma, çizdiğime bakma. Sağlığıma her zaman dua ederim, şükrederim ben. Bu yaşta daha ne olsun ki!
" Ne olacaktı bu yaşta, kızamık mı olacağız" demek istiyorum ama onu da diyemiyorum...
 
***
Bir akşam iş dönüşü eve girdiğimde küçük kızımın kaşındığı dikkatimi çekti. Allerjik bir bünyesi vardı ve bu yüzden çok çekmiştik. Bahçede çiçek ve böceklerle çok oynadığını, ellerini iyi yıkamadığını, dikkat etmesi gerektiğini yemek boyunca anlattım. Geceye doğru kaşıntısı arttığında karnına yayılan kızarıkların çiçek açtığını gördük. Belliki su çiçeği olmuştu. Sabah doktora gittiğimizde tahminimiz doğru çıktı...
Yıllık iznimin üç gününü kullanarak hastalığın ilk devresinde yanında bulunmak, büyük kızımı da yanına yatırıp birlikte hastalığı atlatmalarını sağlamaktı amacım...

Olmadı; Büyük kızım (büyüklüğü de, araları sadece bir yaş) suçiçeği olmadı...

Üç günün sonunda, yavruları acilen getirtilen teyzelerine emanetle dördüncü gün işbaşı yaptım. İşyerinde öğlene doğru bende bir durgunluk, bir halsizlik ve kaşıntı. Parmağımı kımıldatmaya halim yok. Kendimi yoklamaya başladım. Suçiçeği mi? yok canım olur mu?
Kaşındıkça kaşıntılarımın üzeri çiçek açmaya başladı, öğleden sonra doğru doktora. Doktor (çok iyi hatırlıyorum) hayretle yüzüme baktı. "Su çiçeği bu ama olamaz!" dedi. "Daha önce suçiçeği geçirdiniz mi?" Diye de sordu.
"Bilmiyorum Dr. hanım küçüklüğümü bilen kimsem kalmadı ki sorayım." dedim. Gerçekte çocukluğumu, küçüklüğümü bilen kimsem yoktu, bunu söylerken de içim sızlamıştı...
Ve ben 33 yaşımda bir çocuk hastalığına yakalanmış suçiçeği olmuştum...

Daha sonraları kabakulak olan küçük kızımın yanına ablasını yatırmış, onu da kabakulak yapmayı planlamış, onda da sonuç alamamıştım...
Bu sefer kendimden çok emindim, çünkü kabakulak olduğumu çok iyi hatırlıyordum. Ağabeyimle benim omuzlarımıza düşen yanaklarımızı annem cami hocasına ispirtolu kalemle eski türkce dualar yazdırmıştı ve biz aynaya bakıp saatlerce gülmüştük...

Ama halen kızamık geçirip geçirmediğimi bilmiyorum..

20 yorum:

beenmaya dedi ki...

sağlığınızla ilgili iyi haberlere çok sevindim. umarım çok daha iyi haberler duyacağımız günler de yakındır. kendinize dikkat edin lütfen :))

sevgiler...

Leylak Dalı dedi ki...

Kendini daha iyi hissetmene çok sevindim Nurcuğum, umarım daha da iyi olursun.
Ah o el, kol uyuşmaları; gecelerimin kabusu, yaşam kalitemin katili, şu anda bile parmak uçlarımı hissetmeden yazıyorum. (Carpal Tunnel Sendromum var, yıllardır cehennem azabı çektirir bana). Sırta saplanan bıçaklar, kol ağrıları ne kadar tanıdık geldi, 50+ madalyaları bunlar galiba:) Canım yine de senin de dediğin gibi buna da şükür, yatıp kalmayalım da. Çocuk doktoru olan halam da bir hastasından kaparak 40 yaşında kabakulak olmuş, arkadaşımın annesi de torunuyla birlikte kızamık geçirmişti.
Tekrar geçmiş olsun diyor, sevgiler yolluyorum...

NALAN dedi ki...

çok geçmişler olsun...
iyileşme yolundaki haberlere sevindim..daha iyi haberleri duyarız inşallah..
Çalışan anne her koşulda aynı demek ki onu gördüm yazında..
iş ve çoçuk ikilemi her zaman her dem annelerin yüreğinde yara..
çokk öpüyorum...
kendinize iyi bakın..

sufi dedi ki...

33 yaşında suçiçeği geçiren can dostuma hiç şaşmadım doğrusu.Belki de o kadar çok üzüldün ki kızının hastalığını hafifletmek amacıyla virüslerin bir kısmını sen üstüne aldın.Hani biri birine şifa verir de şifa veren hastalanır daha sonra ya onun gibi birşey seninde başına gelen bence.Tez zamanda sinirlerin tarafından özgürlüklerine kavuşturulur da sen de rahat edersin güzelim.Kelebekler ise zaman zaman huşu içinde uçsalar da gözlerimizin önünde " gayb alemini görmeye başladım herhalde" deyip seviniyorum bile.Geçmiş olsun, erenler şifanı versin dostum inşaallah sevgilerimle.

NzlGl dedi ki...

Sevgili Nur hanım
Bel fıtığı ağrısını azıcıkda! olsa çeken biri olarak oldukça ızdırap verdiğini bildiğimden geçmiş olsun diyorum. Çevremde boyun fıtığı ağrısı çeken insanların anlattıklarına bakılırsa ki sizinle hemen hemen aynı şikayetleri söylüyorlar ağrısı çokmuş.
Ama sevindirici olan ağrılarınız birazda olsa dinmiş olması. Umarım hepsi geçer inşallah.
Yazınız yine beni eskilere götürdü. Annemde kabakulak olan komşu çocuklarının yanında beni 2-3gün yatırmıştı. Ne yazık ki bu yaşıma geldim hala kabakulak olmadım.
İşin ilginç ve komik yanı şu ki eşim ve iki çocuğumda kabakulak olmadılar. Allah korusun bir mikrop kapsak evde 4 kişi yanaklar yerde :))) gezeceğiz.
Bazen eşime takılıyorum 'istermisin torunlarımızla beraber kabakulak olalım' diye:))))
Allah herşeyin ve hastalıklarında şifalısını versin.
Tekrar geçmiş olsun , sağlıklı günler dilerim. Lütfen kendinize iyi bakın sevdikleriniz ve bizim için.......

öykü dedi ki...

Ozlemıstık
Hosgeldınız:)
guzel yazılarınızın eksıklıgını hıssetırdı yoklugunuz..
Umarım aldıgınız ılaclar ıyı tesır eder sıfa getırır sıze.
bende de hem boyun hem bel fıtıgı var ara ara nuksedıyor
onla yasamayı kendımı korumayı ogrendım zaman ıcınde arada bı benı zora soksa da
ıdare edıyorum..
Tekrar cok gecmıs olsun dıyorum
cok sevındım burda olusunuza
sevgılerımle..

Asuman Yelen dedi ki...

Ağrılarının azalması çok güzel haber Murcuğum. Sen moralini yüksek tutarsan onlar da kızıp temelli gidecekler. İçime öyle doğuyor.
Su çiçeği hikayen çok hoş. Şimdi dinlerken tabii. Yaşarken sana ne sıkıntı vermiştir kimbilir.
Sana sağlıklı, bol moralli güzel günler diliyorum.
Sevgimle...

Zerrin dedi ki...

Çok geçmiş olsun Nur'cuğum. Acil şifalar diliyorum. Belli bir yaştan sonra maalesef hastalıklar hepimiz için başlıyor. ama bizde direnicez :)))

Annemde geçen gün kolunun uyuştuğundan ve ağrılarından bahsediyordu. Boyun fıtığı olabilir. Hemen doktora gitmesini söyleyeceğim.

Bende çocukluğumda geçirmediğim boğmacayı kız kardeşimden dolayı oğlum da 4-5 yaşlarındayken geçirdim. Oğluma geçmedi bana geçti. HEmde yazın o sıcaklarında bir öksürük başlardı anlatamam :))) şimdi hatırlayınca gülüyorum tabii...

Öpüyor,sevgilerimi gönderiyorum.

Belgin dedi ki...

Cok cok gecmis olsun ablam, Allahim sifa versin.
Su ciceginde öbür cocuk hastaliklarinda oldugu gibi bir defa gecirince, bir daha olmam diye bir sey yokmus, insan hayatinda bir kac defa su cicegine yakalanabilirmis, bende Doktorlardan ögrendim benim büyük kiz cicek actiginda. Onun icin dikkat et, torunlar su cicegi cikardiklarinda yanlarina yanasma bence:))
Öpüyorum ablam

Unknown dedi ki...

Sevgili Yengeciğim, geçmiş olsun.İnşallah ağrıların fazla eziyet etmeden tez zamanda gidiverir.
Biliyorsun yazılarından bayram ziyaretmiz sırasında haberim olmuştu.Meğer sende ne cevherler varmış da haberimiz yokmuş.Gerçekten çok güzel yazıyorsun.Sevgiler...Nurcan

mavi dedi ki...

Geçmiş olsun, Rabbim sağlık sıhhat neşe versin inşallah.
Benimde yaz başında önce boyun tutulması başladı, sonra kolumda ağrılar. şimdi emar çektirmek için hafta sonu hastaneye gidicem umarım kötü bişi çıkmaz. Gerçi şu son bir sene diğer yıllara oranla çok fazla bilgisayar başında durdum sanırım sorun bu.
Tekrar geçmiş olsunn.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sevgili Dostlarım,
Yine kaytarıp tek yorumla güzel yorumlarınızı cevaplıyacağım için peşinen özür dilerim.
O kadar güzel şeyler yazıyorsunuz ve ben hepinize dolu dolu cevap vermek istiyorum ki!
Ama bloglarınızı tek tek gezip yazılarınızı okumak da çok istiyorum. Bu gece tercihimi okumadan yana kullansam sizi kırmam sanırım.
Hepinize çok teşekkür ediyorum ve sizleri seviyorum.

Primarima dedi ki...

Geçmiş olsun...Bu arada babacıınızın söylediği sözu ne kadar sevdim, nasılda dogru.
Umarım kızamık geçirmişsinizdir yoksa torunlar yüzünden kızamık olma ihtimalide söz konusu öyle değilmi?

Primarima dedi ki...

Geçmiş olsun...Bu arada babacıınızın söylediği sözu ne kadar sevdim, nasılda dogru.
Umarım kızamık geçirmişsinizdir yoksa torunlar yüzünden kızamık olma ihtimalide söz konusu öyle değilmi?

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Nur'cuğum geçmiş olsun ama kemik erimesinin azaldığına sevindim.
benim sabah uyandığımda kolumda uyuşma oluyor sonra geçiyor benim de bir fizk tedavi uzmanına görünmem gerekiyor sanırım.
Sevgilerimle...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sevgili Ebru,
Babacığımın daha ne güzel sözleri vardı aklıma gelince hep yazıcam.
Eski insanların deyişlerini kaybolmamasını umarak.
Neyseki artık tüm hastalıkların aşıları var, torunlarla birlikte geçirirsek hafif atlatırız umarım.

Özlem'cim,
Sakın atlama muhakkak görün, ben çok ihmal ettim ağrı dindirici ile yaşıyordum, geri durum değişmedi ama sizler geçsiniz ihmale getirmeyin.
Gençlik, iş, ev, çocuk derken kendimizi ihmale getiriyor
Sevgiler...

Çınar dedi ki...

Nur'cum; ne kötüdür bel ve boyun fıtığı bilirim. Biraz hafiflemiş olmasına çok sevindim.

İleriki yaşlarda çocuk hastalığı ağır geçer diye biliyorum. Öyle mi oldu sende de?

Çok geçmiş olsun canım

Sevgiler

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Çınar'cım,
Çok teşekkür ederim canım.
Evet çocuk hastalığım oldukça ağır geçmişti, kızımda ateş yoktu ama ben çok ateşlenmiş ve çok da kaşınmıştım.
Sevgiler...

aysegul dedi ki...

Off yaaa çok geçmiş olsun ama Nur
ablacığım:(((
Ama siz çok gençsiniz daha benim gözümde işte.

Kucak dolusu Sevgilerrr

Tijen dedi ki...

Ah sevgili Nur,
Sağlık ne önemli değil mi? En basit gördüğümüz uzvumuzun bile vazgeçilmez bir yeri olduğunu bir arıza olduğunda farkediyoruz. Hep sağlıklı olmanız dileğiyle.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...