Cumartesi, Ağustos 21, 2010

EVET Mİ? HAYIR MI?



Çok sıcak bir yaz, çok sıcak bir ramazan ayı ile soğuk, bunaltan, sıkıcı, bıktırıcı siyasi günler geçiriyoruz. Ramazan'ın bitimi ile ülkece "vur patlasın, çal oynasın" (hiç derdimiz yok ya hani!) bayram yapacak, hemen arkasından bayram coşkusuyla daha kendimize gelmeden sandıklara koşacağız. Severiz bu tür etkinlikleri, milli gururumuzdur bu, göğsümüzü gere gere gider birilerinin dürtüklemesiyle paşa paşa oyumuzu veririz. Akşamında da şöyle köşemize yerleşir sonuçları bekleriz, takım karşılaşması gibi yani. Partimizin artan her bir oyu, takımımızın bir gol atma sevincini yaratır bizde...
 
Referandum yapacağız ya! Ne demekse referandum? Bilmeyiz biz referanduk, meferandum bal gibi parti seçimi yapacağız işte. Sandıklara gitmemizin amacı "Partim ne istiyorsa doğrudur, ben partimi desteklerim" dir...
 
Okuma seferberliği ile okuma yazma oranı artan ülkemizde ne yazık ki! okuma özürlüsüyüzdür. Okuma zahmetine hiç katlanmayız, bilgimiz hep sağdan soldan duyma, işimize geldiği gibi algılama, çıkarlarımız doğrultusunda alkışlamadır. "Herkesin doğrusu kendisine doğrudur" olsa bile bazı doğrular vardır ki herkese doğrudur. Bunun için de okuma, araştırma, mantık girer işin içine, anlayarak, bilerek, doğru yönde kullanmalıyız oyumuzu. Evet yada hayır farketmez, farkeden şey neye evet yada neye hayır diyeceğimizi bilmemizdir...
 
Neyse, blogum siyaset yazmamdan hiç hoşlanmaz ama istemeden ara sıra kaçıyor işte...
 
"Kuralları biliyorsunuz, o iki kelimeyi katiyen kullanmayacaksınız, sorularıma makul ve mantıklı cevaplar vereceksiniz, başınızı emme basma tulumba gibi sallamayacaksınız, Mehter Marşı'yla geleceksiniz, İzmir Marşı'yla gideceksiniz."
 
Yukarıda ki satırlar Sayın Erkan Yolaç'a ait, kulakları çınlasın. Yıllardır çok severek seyrettiğimiz ve evlerimizde kendi aramızda bile oynamaya çalıştığımız sevimli yarışmayı hatırlarız hepimiz. Bir dakika bile "evet" ve "hayır" sözcüğünü kullanmadan konuşmak ne kadar zor olduğunu bu şirin yarışma öğretmiştir bizlere. Yarışmada bu iki sihirli sözcüğünü kullanmadan konuşan kazanır ama büyük çoğunlukla evet yada hayır sözcüğü araya girer ve yarışmacı yarışmayı kaybeder...
 
Şimdi, efendim! Ülkece biz bu sandıklara gidip "o" iki sihirli sözcüğü kullanmasak kazanırmıyız acaba? Bence kazanırız, milyarlarca yapılan referandum masrafının çöpe atılmasına karşın kazanılır...
 
Ben ve eşim kazanmaktan yanayız, daha doğrusu YSK kazanmamızı istiyor...

Seçmen yaşına ulaştığımdan bu yana defalarca İstanbul'un orta yerinde oy kullandığım (ız), seçmen kabul edildiğim (iz) halde, her nedense bu sefer YSK nüfus kaydımızın bulunduğu eşimin memleketine yönlendirmişler. Muhtarlıkta adresi kayıtlı evimizden 1000 Km'lik uzaklıkta bulunan sandıkda seçmen yapmışlar bizi. Artık ne düşündülerse?
İtirazlar da referandum sonrası...
...
Merak bu ya!
**Referandum sonrası itirazımız halinde referandum iptal olur mu?
**1000 Km.lik yolu göze alıp oy kullanmaya gitsek YSK yol harcirahı öder mi?
**Gitmediğimiz takdirde Referandum da "evet" yada "hayır" sözcüklerini kullanmadığımız için YSK kazandığımız bulgur,pirinç,nohut gibi baklagilleri evimize gönderir mi?
 

Ne dersiniz???


 
 
 
 
 

16 yorum:

Çınar dedi ki...

Aaa, nasıl yani yıllardır aynı yerde oy kullanıyorsunuz ve şimdi bunca yıldan sonra seçmen kartınızı eşinin memleketine göndermek te hangi mantık ya da nasıl bir karışıklıkla yapılmış olabilir ki? 1954 te doğup 1957 de ölen bir vatandaşa seçmen kartı yollanmasıyla aynı mantık olabilir mi acaba?

Korkarım o iki sözcüğün kullanılmaması, (oy kullanmamak) hayır oyu vermekten daha çok işlerine gelecek evet oyu isteyenlerin.

** referandum sonrası ( ne mantıksa) itirazınız ister kabul edilsin ister edilmesin 'atı alan Üsküdar'ı geçecek.'

** 1000 km yol gidip oyunu kullandığın için ysk dan harcırah falan alamazsın ( istisnaları vardır belki bilemem)

** Hayır oyu vermektense, hiç oy kullanmamak evet isteyenlerin işine gelir. O halde, neden olmasın:)


Referanduma ülkece bakış açımızı, bizim için aslında ne anlam ifade ettiğini yani, Oy verme nedenimizle, neye (kime) oy verdiğimiz arasındaki farkı öyle güzel anlatmışsın ki, gülümseyerek okudum.

Sevgiler

mavi dedi ki...

"Bir iktidar partisi meydanlarda bu kadar para harcayarak, kan ter içinde "Evet diyin lütfen" diye yalvarıyorsa kendi çıkarı içindir, mutlaka büyük bir menfaati vardır."
Alıntıdır...

öykü dedi ki...

Dogrusu HAYIR
dıyorum

NzlGl dedi ki...

Pes diyorum......

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Çınar'cım,
ya öyle işte, artık neye hizmet ediliyorsa ve hatta bunu çok kişiye daha yapmışlar. Bağımsız YSK devlete saygısından olsa gerek hizmette sınır tanımıyor canım.
Aslında referanduma tüm ama tüm seçmenler katılmasa alabora olunur ya!

Şeniz'im
""Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir""
Bir alıntı da benden canım...


Öykü'm
Bence de canım bence de...

Nazlı'cım,
Bir sürü uğraşılardan sonra bende "pes" ettim ve artık gülüyorum. Hani ağlanacak halimize güleriz ya onun gibi canım.

Hepinize kucak dolusu sevgilerimle...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ben gün geçtikçe yaşadıklarımızı anlamakta zorlanıyorum Nur'cuğum.
allah sonumuzu hayır etsin.
Sevgiyle kal canım.

Asuman Yelen dedi ki...

Yarışma örneğine bayıldım.
Başına gelenin ilk defa olması çok manidar.
Düzeltilemiyor olması ümit kırıcı.
Tek kelimelik bir mühür için memlekete gitmeye zorlanmanız trajik.
Umarım tüm bu olup bitenler (benzerleriyle birlikte) kullanacağımız oyu belirlemek açısından netleşmemizi sağlamaya hizmet eder.

A-H dedi ki...

bu bir degil uc degil bes degil kacinci ornek :( oluleri dirilttiler dirileri oldurduler sirf kendi cikarlarina alet edebilmek icin :(
keske kocaman bir HAYIR ciksa canim memleketimden herseye ragmen, bunlara ragmen...

Deliler Teknesi dedi ki...

Büyüklerimizin bir bildiği vardır mutlaka... Hani bayram ertes ya; bu vesileyle referandumun yanı sıra eş, dost, akraba da ziyaret ederler diye düşünmüştür ali şahaneleri... Hikmetinden sual olunmaz... Size de düşmek kalır yollara... Selam ve hürmetler.

Zerrin Pasta Evi dedi ki...

Hem bayram ziyareti için İstanbul'a annemlere geleceğim hemde Oyumu kullanıp öyle döneceğim Bodrum'a Nurcumm.
Herkes HAYIR diyeceğiz diyor ama sandıklardan hep tersi çıkıyor her zaman :((

Sevgiler...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sevgili
ÖZLEMCİM
ASUMANCIM
A-H
KAPTANIM
ZERRİNCİM

Her seçim rastlardık bazı aksaklıklara da işte bu referandumda da talih bana güldü, zaten başka şekilde gülse şaşırırdım ya
yapacak bir şey yok gibi bu yaz gezmeye doymadım sanmıştır YSK
bari gideyim mi ne?
eşimin anneside hazır ordayken HayıR'lı bir bayram geçireyim bari...

sevgiler ve yorumlarınız için çok teşekkürler

Unknown dedi ki...

Sevgili öğretmenim ülkede olup bitenleri çok iyi gördüğünüzü düşündüğüm halde oy kullanmıyacağım demene anlam veremedim.ayrıca uzak olduğu için gitmeyide düşünmüyormuşsun unutmaki
ulu önder ATATÜRK çok daha zor koşullarda çok daha uzaklara gitmişti.Bir aydın ve bir öğretmen olarak gidip oyunuzu kullanmanız gerekiyor, ayrıca bu refarandumun sandığımızdan çok daha önemli olduğunu düşünüyorum belkide ülke olarak tutunacağımız son daldır.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Hüseyin Usta,
hoşgeldin, ben oy kullanmayacağım demedim ki! ve asla böyle bir şey düşünmem. yazımda belirttiğim sandıklarda tek bir oy olmasa yani en baştakiler dahil, ne olurdu? bunu belirtmiştim.
aylardır uğraşıyoruz da çözemedik sorunu. gitmek! emin ol bunu çok istiyorum sırf 2 oy için ve imkanları araştırıyoruz bunun için. iki emekli insanız 1000 km ilerisi bizi yorar maddi olarak. ama yine de sırf oy kullanmak için elimizdeki mümkünleri kullanmaya çalışıyoruz.
Bu referandumun elimizdeki son özgürlüklerin de yok edilmeye çalışıldığı bir seçim olacağını biliyorum.
Ne yazık ki ben öğretmen değildim olmak isterdim ama olmadı.
Sevgiler...

Unknown dedi ki...

Öğretmen olmadığınız konusunda yanılıyorsunuz siz değerli görüşlerinizi ve deneyimlerinizi en azından bu blog sayfasından bile bizlere öğretiyorsunuz benim gözümde saygı değer bir öğretmensiniz.

noyumberry dedi ki...

Selamlar:)Çok hoş bir anlatım olmuş kaleminize sağlık..Gözlerim dolu dolu oldu inanın..
Şimdiki gençliğe bir kalem bir sayfa değil dünyaları
bağışlasanız değerini bilmiyor..
Ya da ben öyle zannediyorum..
Paylaşımınız için teşekkür ederim..
sevgiyle kalın..

sesiber dedi ki...

Ne güzel anlatmışsınız. Parti tutmak ta takım tutmak gibi oldu zaten. Yensek te yenilsek te, satsak ta satılsak ta seninleyiz gibisinden körü körüne bağlılık ya da kişisel ve maddi menfaat güdüleri hep önde gidiyor.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...