Elindeki gazeteyi dizlerine bıraktı biran, başını yukarı kaldırarak FISILTI diye düşündü. Sonra yavaş bir sesle "FISILTI" diye tekrar etti. Kulağa güzel geliyordu. Tekrar gazeteyi eline alarak incelemeye başladı onu bu kadar heyecanlandıran ilanı.
Yatağında bağdaş kurmuş, sabah tam okuyamadığı gazeteyi inceliyordu sayfa sayfa. Ama İlana takılmıştı işte!
Şimdi, gazete sanki bu ilan, bu ilan sanki gazeteydi. Yerinden kalktı yavaşca, bir kalem ve bir makas aramaya başladı. Aynı odayı paylaştığı kardeşini uyandırmamak için, başucundaki ışığın uzanamadığı yerlere elyordamıyla gidiyor, heyecandan sabahı bile bekliyemiyeceğini hissediyordu.
Makası ve kalemi bularak tekrar yatağına döndü, gazetedeki ilanı kesmeye çalışırken, çıkan seslerden kardeşi uyanmıştı.
"Yeter abla yat artık" demesi üzerine makasını kalemini ve gazeteyi alarak mutfağa yöneldi. Mutfağın tepeden ışığı onu daha rahatlatmıştı ama heyecanını geçirmemişti. Gazeteyi masaya yaydı, ilanı kesti. Şimdi sıra doldurmaya gelmişti.
" Yeni bir gazete çıkıyor ve ismini sizden almak istiyor. İsim sahibi olmak istiyorsanız ilgili formu doldurup postalamanız yeterli olacaktır.
İsim sahibi okurumuza .......tl.isim hakkı ve bir yıllık abone bedeli hediye edilecektir. v.b. "
İsmi bulmuştu "FISILTI"
Onu bu kadar heyecanlandıran para ödülü değildi, para da önemli bir ödüldü ama isim sahibi olmak daha çok heyecan vermişti ona.
Önünde bir ay vardı, bir ay sonra gazete çıkacak ve ismi ona ait olacaktı.
O kadar güveniyordu ki bulduğu isime, içinden gelmişti muhakkak kazanacaktı.
O bir ay zor geçti, hayaller hayalleri kovaladı. Yere göğe koyamadı bulduğu ismi. Kendinin bulduğu bir isimle gazete çıkacak, gazetede ismi çıkacak, belki gazetede bir köşesi bile olacaktı.
Hayaldi işte! Kimse hayalleri için onu kısıtlamıyordu.
Bir ay hayallerle uçtu genç kız.
O gün geldi, ayakları yere basmıyordu, uçar adımlarla FISILTI gazetesi almaya gitti.
Yeni bir gazete çıkmıştı GÜNAYDIN
* * *
Çok yıllar sonra yeni bir gazete çıktı. Adı FISILTI'ydı. Gazeteyi ilk gördüğü zaman gerilerde kalmış bir kaç kare canlandı gözünde, hafifçe gülümseyerek hayallerinin çalındığını düşündü.
Gün geldi bu genç kız evlendi, çocukları oldu, torunları oldu. Yaşamı dolu dolu hızla geçti. Zaman zaman yarışmalara katıldı, zaman zaman talih oyunları oynadı ama asla hayallerle oynamadı, hayal kurmadı. Tek bir gün ona hayal kurulmayacağını öğretmişti. Hep gerçeklerle yaşadı, yere sağlam basmaya çalıştı.
Hayal kurmak uçmaktı, gerçek yere basmaktı.
11 yorum:
Hayallerin çalınması ne demek ben de iyi bilirim. Belki hatırlarsın, bir gün işten dönmüştüm ve "Anne beni yine içine al," diye ağlamıştım dizlerinin dibinde. Dünyanın adaletsizliği çalmıştı hayallerimi. Daha o ilk günler iş yaşamında hayallere yer olmadığını anlamıştım.
Ama ben hayal kurmaktan asla vazgeçmedim. Hayallerimin hayat bulacağı başka bir yol buldum kendime. Ve o günden beri yazıyorum. Hayal kurmadan yaşanamayacağı gibi, hayal kurmadan da yazılamıyor ne mutlu ki...
Harika bir öykü olmuş. Keşke 'yere basar gibi gerçek' olmasaydı ve tüm bunlar hayal gücünün bir ürünü olsaydı...
Torunun ve ben seni çok öperiz...
Vay vay :) Artık gazete ya da Fısıltı kelimelerini ilk duyduğumda aklıma siz geleceksiniz. Başkası çalmış olsa da benim için isim annesi siz olacaksınız bu durumda. Çok güzel bir yazı olmuş yine. Ama kızınızın da dediği gibi hayallere son vermek yok :)
Sevgilerimle.
gerçek bir fısıltı okudum.
hayaller insanların var oluşudur.nereye gitmek istediğimizi gösteren bi nevi yoldur.
hayallerinle yaşamaya devam et.
sevgilerimle
Yine de güzel şeydir hayal kurmak. Hayallerimizin yıkıldığı anlar, hayatın bittiğini düşünmüşüzdür, ama bu yeni hayaller kurmamıza hiç engel olmaz ki. Kim bilir, belki bir gün, diyerek ömrü renklendiriyoruz işte.
Ellerinize sağlık, yine çok güzel bir anlatım olmuş.
Sevgiyle...
hmmm çok hoş bir bilgi edinmiş oldum ben bu yazıdan bundan sonra bu ismin isim annesi sizsiniz benim içinde:))
Yazıyı okuyunca hayal kurmayı unuttuğumu farkettim. Halbuki hayalsiz günlerim pek azdı. Zaman ilerledikçe hayallerin ehemmiyeti azalıyor, gerçekleşmedikçe de vazgeçiyor insan. Yine de hayal kurmak güzel geliyor bana. Çünkü hayallerimin gerçekleşmemesi üzmüyor beni... ya da üzüyor mu bunu da hatırlamıyorum :)
Hayal kurmak uçmak gibi gerçekten. Hayalini kurduğun şeylerin içinde buluvermek kendini mutluluk verici. Hayal kurmayı seviyorum ben de. Gerçekleşmeyen şeyler hayallerim sayesinde beliriveriyor zihnimde ve kısa bir an için bile olsa mutlu oluyorum. İyi ki hayallerimiz var. Sonra nasıl yaşardık :))
Kisiye özgü bir gizemdir hayal.
Tipki yasamin bizi yönettigi gibi.
Gercek katidir,bizi ayakta tutar.
Ya o gecen 1 ayin mutlulugunu,
Hangi gercek verebilir ?
Dememki gercekle hayali bir tutalim,biri bizim gizemimiz digeri ise realitemiz olsun.
Saygilarla.
Hayaller biterse yaşamın heyecanı da biter diye düşünüyorum, varsın arada ayaklarımız yere basmasın. Biz yine hayaller kuralım.:)
Hiç bitmeyen...
Çlaınmış hayaller konusuna gelince, katlanması güç bir durum ama hayal torban dopdoluysa... gidene ağlamayı bırakır yenilere yelken açarsın..
Senden alınan fikrindi, hayallerinse sadece sana aitti, hayallerin gerçekleşmediğini görünce insan ipin ucunu bırakıp gerçeklerle yaşıyor ama derinlerde bir yerde yinede birşeyler kıpırdanıp duruyor ezsende , bastırsanda maalesef doğamızda var işte ve o ismin sen kendine ait olduğunu biliyorsun ya bu bile yeter. Güzel bir öyküydü, yüreğine sağlık, sevgilerle...
Çok sevgili blog dostlarım.
Ziyaretiniz ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bloğumdan bu aralar zaman zaman ayrı kaldığım için yorumlarınıza hemen ve tek tek yanıt veremediğim için de ayrıca özür dilerm.
Yorumlarınız çok çok güzel,
sizlerinde dediği gibi hayal etmek güzel, tabiki bende zaman zaman hayal kurarım ama yinede gerçeklere yakındır hayallerim. Hayaller sevinçtir ve tüm insanların buna ihtiyacı vardır. Ama yine de ben gerçeğe dönüşebilecek hayaller kurmayı tercih ederim. Bu konuda çok yakınlarımdan da eleştiri aldığım olur.
Tüm hayallerinizin gerçekleşmesini dilerim.
Sevgiyle, mutlulukla kalın.
Yorum Gönder